1944 yılının 24 Ağustos gecesi, Paris’in geleceği General von Choltitz’in alacağı karara bağlıdır. Adolf Hitler’in talimatıyla şehri haritadan silmeye hazırlanan general, kentin çeşitli noktalarına patlayıcılar yerleştirir. Aynı saatlerde, İsveçli konsolos Raoul Nordling devreye girer ve diplomatik yollarla bu emre karşı durması için von Choltitz’i ikna etmeye çalışır. Böylece, Paris’i yıkımdan kurtarmak için zamana karşı amansız bir mücadele başlar.

Oldukça yoğun bir iş temposuna sahip olan işadamı Clemens Klina, çocuklarına yeterince vakit ayıramadığını fark edince bir dadı tutmaya karar verir. Ancak işe aldığı garip adamın hiçbir bakıcılık eğitimi yoktur ve asıl amacı Clemens’ten intikam almaktır. Çocuklarla ilgilenmek isteyen bu sahtekar, planlarını adım adım uygulamaya koyar...

Güney Fransa'nın etkileyici sokaklarında geçen bu öykü, Lino adındaki eski bir mahkumun etrafında şekilleniyor. Lino, suç dünyasında kendine has bir yer edinmiş bir kaçış sürücüsü ve hırsızdır. Usta olduğu bu becerilerini suç amaçlı kullanmaktan çekinmeyen Lino, özellikle araçları modifiye ederek onları neredeyse yakalanmaz hale getiren bir uzmandır. Film boyunca, bu karakterin karmaşık yaşamına dalarak, geçmişiyle yüzleşmesine ve belki de kurtuluşa ulaşmasına tanıklık ediyoruz.Lino'nun serüvenleri, yalnızca onun ustalıklı sürüş becerilerini değil, aynı zamanda insan ruhunun karanlık yönlerini keşfetmemize de imkân tanıyor. Güney Fransa'nın büyüleyici manzaralarıyla birlikte, yoğun aksiyon sahneleri ve düşündürücü diyaloglar, izleyiciyi ekran başında tutan unsurlar arasında yer alıyor. Lino'nun, hem fiziksel hem de duygusal olarak zorlayıcı bir yolculuğa çıktığı bu film, aksiyon ve derinlik arayan sinema tutkunları için mükemmel bir tercih olabilir.

Film yapımcılığı yapan Ben, Amerika film festivalinde çalışmakta olan kız arkadaşı Miko ile birlikte Berkeley, California'da yaşıyordur. Sinemasını işletmediği zamanlarda Ben, zamanını ulaşılmaz sarışın kadınları merak ederek, Criterion DVD'leri izleyerek ve çok fazla TV izleme alışkanlığı olan ilginç bir öğrenci olan en yakın arkadaşı Alice ile yemek yiyerek geçiriyordur. Miko staj için New York'a taşındığında Ben kendi başına kalır ve ne istediğini düşünmeye başlar...

Kuaförde çalışan bir çırak, farkında olmadan bir gangsterin hayatını kurtarır. Ardından salona yeni müşteriler gelmesine sebep olur ama aynı zamanda hayatı kaosa sürüklenir…

Genç film yapımcısı Vita, on beş sene önceki kaotik ilk film projesine tekrar yönelir. Yarı otobiyografik hikâyenin başrolünde arkadaşı Dina yer alırken, Vita’nın istekli fakat deneyimsiz tavrı çekimlerin karmaşaya dönüşmesine yol açar. Süreç, hem önemli kesintilerle sekteye uğrar hem de neredeyse ölümcül bir kazayla daha da çalkantılı hale gelir.

Tim ve Olivia, apartmanlarının çevresinde gizemli bir tuğla duvar belirdiğinde, hayatta kalmak için dikkatli komşularıyla bir araya gelmek durumunda kalırlar.

Yakın gelecekte geçen hikâyede, ebeveyn olma süreci sıkı kurallar ve denetimlerle sınırlandırılmıştır. Çocuk sahibi olmayı arzulayan bir çift, yedi günlük zorlu bir değerlendirme sürecine katılır; ancak bu süreç beklenmedik bir şekilde psikolojik bir kâbusa dönüşür.

Deneyimli dedektif Walker, kontrolden çıkan bir operasyonun ardından yozlaşmış bir şehrin karanlığıyla savaşmak zorunda kalır. Genç bir siyasetçinin oğlu Charlie'yi kurtarmaya çalışırken, aynı zamanda çetenin hedefi haline gelir. Charlie’nin uyuşturucu işlerine bulaştığını öğrenmesiyle işler daha da karmaşık hale gelir. Walker, hem geçmişiyle yüzleşir hem de şehirdeki karanlık güçlerin maskesini düşürmeye çalışır.

Film, Napolyon'un köklerine inerek İmparator'a kişisel bir bakış açısı sunuyor. Olaylara, eşi ve gerçek aşkı ile bağımlılık yapan ve sık sık değişen ilişkisi açısından bakacaktır. Filmin amacı Napolyon'un ünlü savaşlarını, hırslarını ve stratejik zekasını anlatmak olsa da, Josephine ile olan aşk öyküsü, bu büyük liderin tarzı kadar önemlidir.

Bu etkileyici hikaye, bir zamanlar başarılı bir özel kuvvetler askeri olan kurgu karakter David Turner'ın içsel ve dışsal mücadelelerini inceler. David, savaşın yıkıcı sonuçlarıyla başa çıkmaya çalışırken, vatanı, inancı ve umudunu kaybetmiş, yaşamına veda etmiştir. Ancak, eski bir dostundan gelen bir mesaj, onu tekrar savaşa dönmeye zorlar. Yasadışı bir operasyon sırasında terk edilmiş ve düşman bölgesinde tehlikeli bir şekilde rehin tutulan gazeteci Rachel Carter bulunmaktadır.David, geçmişiyle yüzleşmek ve Rachel'ı kurtarmak amacıyla savaş alanına geri döner. Yoldaşlarını geride bırakarak savaşın acı gerçeğiyle karşı karşıya kalan David, bu görevin yalnızca bir kurtarma çabası olmadığını çabucak anlar; aynı zamanda geçmişteki hatalarıyla ve savaşın ruhunda açtığı derin yaralarla yüzleşmek zorundadır.Rachel'ı kurtarmaya çalışırken, David hem içsel çatışmaları hem de düşmanın sürekli tehditleriyle başa çıkmak zorundadır. Bu tehditler arasında acımasız paralı askerler, bir yer altı çetesi ve hayatta kalmak için mücadele eden masum kişiler yer alır. David, savaşın yıkımlarını onarıp yine de insanlığını bulma yolculuğuna çıkar.Bu süreçte, David ile Rachel arasında derin bir bağ oluşur. Rachel, David’in geçmişteki hatalarını anlamasında yardımcı olurken, David de Rachel’ın hayatta kalma çabasına destek sağlar. Birlikte fiziksel, duygusal ve ruhsal anlamda hayatta kalma savaşı verirler. David, vatan sevgisini, inancı ve umudu yeniden keşfederken, Rachel’ın güvenliğini sağlamak ve onu kurtarmak için her şeyi göze almaya kararlıdır.Bu hikaye, heyecan dolu unsurlarının yanı sıra, bir askerin kişisel kurtulma, bağışlama ve yeniden doğuş temalarını da işleyen derin bir dramatik yapıdadır.

Heather, düzenli bir yaşam tarzına geçmeden önce, arkadaşlarıyla Avrupa'yı gezerek vakit geçiren genç bir kızdır. Jack ile tanışması, derin duygusal keşiflere yol açan beklenmedik bir aşk hikayesini başlatır. Sırlar ve yaşam seçimleri, ilişkilerini sorgularken onun hayatı kalıcı biçimde değişir.

Geçmişte yüzme antrenörlüğü yapmış ağzı bozuk ve maceraperest bir adam, altmış dokuz yaşında triatlon yarışına katılmaya karar verir ve orada rekor kıracağı bir zafer için mücadeleye girişir...

1996 yılıdır. Cüneyt, Arkın'la beraber cezaevindedir. Cüneyt, cezaevinde hafif yaralama suçundan yatarken haksızlığa karşı çıkar ve bunun sonucunda defalarca hücre hapsine mahkum edilir. Arkın ise işlemediği bir suçtan ötürü idam cezasına çarptırılmıştır. Sürekli sorun çıkardığı için de hücre cezası almıştır. Cüneyt'in çıkışına iki gün kalmıştır. Arkın'ın infazına da iki gün kalmıştır. Cezaevi müdürü riske girip bu iki mahkumun ellerini kelepçeler ve aynı zamanda onları şehir merkezine nakleder. Cabbar, onun suçunu üstlenen Arkın'ın idam edilmeden önce konuşması ihtimaline karşı gardiyanların aracılığıyla nakil arabasına pusu attırır...

Yirmi yaşındaki Elya, doğaya tutkuyla bağlı, genç bir ekoloji öğrencisidir. Günün birinde üniversitesine, şehrin eski orman parkı alanına dev bir gökdelen dikmeyi planlayan ünlü bir inşaat şirketinin sahibi Matvey gelir. Projeyi sunmak için gelen Matvey, kendinden emin ve kibirlidir. Ancak Elya'nın kararlı ve sert tepkisiyle karşılaşır. Genç kız projeyi bilimsel gerekçelerle yerle bir edince Matvey şaşkınlığa uğrar.Güzelliğinin ve parasının her kapıyı açtığını düşünen Matvey, önce Elya'yı etkilemek için ona cömert teklifler yapar. Fakat Elya ne maddi destek, ne de şatafatlı vaatlerle ilgilenmektedir. Onun doğaya ve inançlarına sadakati, Matvey’i hem öfkelendirir hem de daha da meraklandırır.Sonunda Matvey, alışılmadık bir teklif sunar: Yedi gün boyunca onun kurallarına göre, birlikte vakit geçireceklerdir. Eğer bu sürenin sonunda Elya hâlâ karşı durursa, Matvey inşaat projesinden vazgeçecektir. Elya, projeyi gerçekten durdurmak için teklifi kabul eder, çünkü Matvey, planları geçici olarak askıya almıştır.Kendini bir tür modern Pretty Woman hikâyesinin başrolünde hisseden Elya, kısa sürede Matvey’in göründüğünden çok daha karmaşık biri olduğunu fark eder. Bu yedi günlük oyun, hem doğaya olan savaşın hem de duygularla yüzleşmenin bir arenasına dönüşecektir.

Michael, sevgi dolu bir baba ve dürüst bir insandır. Ancak bir gün, 7 yaşındaki oğlu, sorunlu geçen bir uyuşturucu anlaşmasının ardından çıkan çatışmada çapraz ateşe kurban gider. Katillerin yalnızca uyuşturucu bulundurmak suçundan ceza alması, Michael’ın yasını derin bir öfkeye dönüştürür. Adaletin yerini bulmadığını düşünen Michael, planını hayata geçirir ve kendini hapse attırarak oğlunun katillerine kendi yöntemleriyle ceza vermeye karar verir. Ancak bu katı kurallarla yönetilen hapishanede, intikam Michael’ın yüzleşeceği tek mücadele olmayacaktır...

Hapiste geçirdiği 10 yılın ardından serbest kalan Yusuf, ablasını görmek için İzmir’e gelir. Ancak, kalacak bir otel bulduğunda tuhaf bir aile ile kesişir. Bu karşılaşma, Yusuf’un hayatında yeni bir dönemi başlatır.

Haley Elizabeth Anderson’ın etkileyici ve sıradışı ilk uzun metraj filmi Tendaberry, genç bir kadının yaşam öyküsünü dört bölümde göz alıcı bir şekilde işliyor. Salgın sonrası Güney Brooklyn’de geçen hikaye, yimi iki yaşında Dominik Cumhuriyeti kökenli olan Amerikalı Dakota’nın New York şehrindeki ilk yılına odaklanıyor. Dakota, Coney Island’dan Yuri adında genç bir adamla bir denge kurmaya çalışır. Ancak Yuri, ailesinin hastalığı nedeniyle Ukrayna’ya dönmek zorunda kalınca ve ardından savaş başlayınca, Dakota'nın hayatı beklenmedik şekilde değişir. Hamilelikten maddi sıkıntılara, kişisel güvenliğini tehdit eden durumlara kadar pek çok zorluğun üstesinden yalnız başına gelmek zorunda kalır.Tendaberry, son derece samimi anlatımıyla zaman zaman belgesel hissi uyandırıyor. Filmde ayrıca, 1980'lerin New York queer gece hayatını belgeleyen sanatçı Nelson Sullivan'ın arşiv görüntülerine de yer verilerek Brooklyn’e karanlık ve büyüleyici bir aşk mektubu yazılıyor.