Polis memurluğu yapan siyahi bir adam, karşılaştığı baskılar sonucu sınırlarını zorlamaya başlar ve korumak için yemin ettiği ayrıcalıklara sahip topluma karşı içinde biriken öfkeyi dışarı vurmaya başlar.

Her şey başlangıçta harikadır: Usta hırsız Joe Moore'un güzel bir eşi, alacaklılardan bolca alacağı ve sevdiği bir mesleği vardır. Ancak bir gün güvenlik kamerasına yakalanması, her şeyi altüst etmeye başlar. Joe'nun çaldığı eşyaları alıp satan ve ona en büyük borcu olan Bergman, parasını ödememe kararı alır. Karısı ise Bergman’ın sağkolu tarafından aldatılıyor olabilir! Bu karmaşığa son vermek için Joe, ortağı Bobby ve yardımcıları Pinky ile birlikte son bir işe kalkışır. Bu iş, her şeyi tersine çevirecek ve şansını döndürecek bir fırsattır. Peki, Bergman’a güvenebilir mi? Ve karısı, şu anda hangi genç ve yakışıklı adamın kollarında?

Zeki ve büyük hayalleri olan bir kız ile onun fedakar babasının etkileyici öyküsü… Genç kız, ülkenin en büyük dans yarışmasına katılmayı hayal ederken, babası beklenmedik bir krizle yüzleşmek zorunda kalır. Kızının mutluluğu ve hayallerini gerçekleştirebilmesi için her şeyi göze alan baba, cesur ve sıra dışı adımlar atarak büyük bir mücadeleye girişir.

Günlük hayattaki zorluklara rağmen neşesini kaybetmeyen, ailesine düşkün ve enerjik bir yapıya sahip olan Hakan ile özgürlüğüne önem veren, kurallara bağlı ve gerçekçi bir karaktere sahip Esra, 30’larının ortalarında kariyerlerine odaklanmış, uyumlu bir evli çifttir. Ancak, yedi yıldır süren evlilikleri ve profesyonel yaşamları, çocuk sahibi olma kararıyla birlikte yeni bir döneme girer. Bu süreçte, Hakan’ın annesi Meral devreye girer. Meral’in neşeli ama baskın yapısı, sakin ve mantıklı baba Orhan’ın itirazlarına rağmen, çocuk konusunu ailenin gündemine taşır. Ancak onun acele etmesinin ardında önemli bir sebep bulunmaktadır. Tam da bu sırada gelen beklenmedik hamilelik haberi, aileye yeni bir heyecan getirir. Sevgi ve fedakârlığı hayatlarının merkezine koyan bu insanlar, yeni bir yaşamın müjdesiyle mutlu bir aile olmanın keyfini çıkarırken, ebeveyn olmanın getirdiği maddi yük, sorumluluklar ve anneliğin zorlukları üzerine düşünmekten de kendilerini alamazlar.

Paris’in kenar mahallelerinden gelen yedi genç, gökdelenlere tırmanmayı ve parkur yapmayı tutkuyla sever; özellikle de güvenlik görevlileri peşlerindeyken. Bir hayranlarının acil bir kalp nakline ihtiyacı olduğunu duyan Yamakasiler, ona yardım etmek için ellerinden geleni yapar.

Türk sinemasının usta isimlerinden Çağan Irmak’ın hem yazıp hem yönettiği bu film, 70’lerden 2000’lere uzanan duygu dolu bir yolculuğu beyaz perdeye taşıyor. Selim Erensoylu’nun babalıkla tekrardan yüzleştiği bu serüven, izleyicilere geçmişten günümüze etkileyici bir hikâye sunuyor. Suna’nın anne ve babasıyla çıktığı zaman yolculuğu, seyircinin kalbine dokunurken, geçmişin hüzünlü anıları sıcak bir finalle izleyicileri sarıp sarmalayacak.

Flint’te lise üçüncü sınıf öğrencisi Claressa Shields, hem disiplinli hem de sevgi dolu olan koçu Jason Crutchfield’ın rehberliğinde, kadın boksunda Olimpiyat altın madalyasını kazanan ilk Amerikalı olmak için mücadele eder. Fakat bu büyük zaferi kazandığında, hayallerin her zaman eşit koşullarda gerçekleşmediğini ve asıl mücadelenin şimdi başladığını fark eder.

1971 yılı... Brezilya, askeri diktatörlüğün giderek baskısını artırdığı bir dönemden geçiyor. Rio de Janeiro’nun plajlarında hayat tüm güzelliğiyle akarken, o gün eski milletvekili Rubens Paiva askerler tarafından gözaltına alınıyor. Kısa süre sonra eşi Eunice de tutuklanıyor, ancak birkaç gün içinde serbest bırakılıyor. Ne var ki Rubens’in akıbeti hâlâ belirsizdir. Beş çocuğuyla baş başa kalan Eunice, ailesinin dağılmasının ardından hem bir avukat hem de bir aktivist olarak yaşamını yeniden kurmak zorunda kalıyor. Walter Salles, 2012’de çektiği "Yolda" filminden sonra ilk uzun metrajlı çalışmasıyla izleyiciyle buluşuyor. Film, Rubens’in oğlu Marcelo Rubens Paiva’nın kitabından uyarlandı. Yönetmen, “Bu hikaye beni derinden etkiledi çünkü aileyi yakından tanıyordum, çocuklarıyla arkadaşlık ediyordum.” diyerek filme olan kişisel bağını vurguluyor. "Hâlâ Buradayım", Brezilya’nın Oscar adayı olarak öne çıkıyor.

Yıllarını sahnede geçiren deneyimli şov kızı Shelly, 30 yıllık kariyerinin aniden sona ermesiyle geleceği için yeni bir yol çizmek zorunda kalır. Elli yaşına yaklaşırken hayatında nasıl bir yön belirleyeceği konusunda kararsızlık yaşayan Shelly, aynı zamanda uzun süredir ihmal ettiği kızıyla bozulan ilişkisini düzeltmek için de adımlar atmaya karar verir.

1939 yılının Ağustos ayında, Hitler'in ordusu hızla sınırları kapatırken, Almanya'da kiliselere hizmet eden 85 Amerikalı misyoner bulunuyordu. Alman ordusunun hazırlıkları yoğunlaştıkça, LDS misyonerlerinin güvenli bir yere tahliye edileceğine dair haberler yayılmaya başladı. Bu misyonerlerin kişisel günlüklerinden derlenen ilginç hikayeler, Tanrı'nın onları nasıl yönlendirdiğini, koruduğunu ve önlerine fırsatlar sunduğunu gösteren güçlü bir tanıklık niteliği taşıyor.

Kilronan’a taşındığında, Helen yeni evliliğinin ona mükemmel bir hayatın kapılarını açacağını düşünüyordur. Fakat çiftlikte, oğluna takıntılı derecede bağlı ve onun geleceğini şekillendirmeye kararlı olan Martha ile tanışınca işler değişmeye başlar. Zamanla, bu güzel görünen hayatın altında karanlık ve ölümcül sırların saklandığını fark eder. Sonunda, Helen kendisini ve yeni doğmuş olan bebeğini bir kabusun içinde bulacaktır.

13. yüzyılda geçen hikayede, hafızasını kaybetmiş olan bir asker, Moğol ordusunun kasabasını yağmalamasının ardından, intikam yemini eder ve düşmanlarına karşı harekete geçer.

Hindistan’da ilan edilen Olağanüstü Hâl sürecini çarpıcı bir şekilde ele almakta olan bu eser, Indira Gandhi’nin liderliği altında artan siyasi baskıları ve bu baskıların toplumsal başkaldırıya nasıl evrildiğini derinlemesine analiz eder.

Paranoik İmparator Tiberius’un ölümünden sonra, tahtın yeni sahibi olan varisi Caligula, imparatorluğu kanlı bir çılgınlık ve sefalet girdabına sürükler.

Bir papaz, Tanrı'dan vahiy aldığına inanarak bir kayıp vakasının peşine düşerken; sanrılarından kurtulamayan bir dedektif, geçmişin gölgesinde boğulmaktadır. Araştırmaları derinleştikçe, ikisi de içlerindeki karanlıkla yüzleşmek zorunda kalır.

Genç bir mimar olan Amay, iş hayatında sıkıntılarla mücadele etmektedir. Annesinin ölümünün ardından, uzun zamandır bir arada kalmaktan kaçındığı babasıyla 48 saat geçirmek zorunda kalır. Bu, tam anlamıyla felakete davet çıkarmak gibidir, hatta daha da kötü olabilir. Genç mimar, bu zorlu süreçle yüzleşecek mi, yoksa pes mi edecek?

Finlandiya’nın sakin kasabalarından biri olan Hurmevaara, bir gece gökyüzünden düşen bir meteorla sarsılır. Kasabanın huzurlu yaşamı, belediye başkanının bu gök taşının, yavaş yavaş yok olmaya yüz tutan bölge için hayati önem taşıdığını açıklamasıyla aniden altüst olur. Savaş gazisi ve aynı zamanda bir rahip olan Joel, meteoru koruma görevini üstlenir. Ancak bu değerli taş, yalnızca sıradan suçluların değil, daha büyük ve tehlikeli güçlerin de ilgisini çeker.Joel, meteoru güvende tutmaya çalışırken kendi hayatındaki daha büyük bir bilmecenin içine sürüklenir. Eşi, hamile olduğunu müjdeler; bu haber her ne kadar sevindirici olsa da Joel, savaşta aldığı yaralar nedeniyle baba olamayacağını bilmektedir. Karısının bu gerçekten haberi yoktur ve bu sır, ikisini bambaşka bir yolun eşiğine getirir.

Meksika ile ABD’nin arasında bulunan sınır, Meksikalı gençler için hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Plajdaki bir voleybol filesi gibi sınır çitini kullanarak karşı taraftaki akranlarıyla uluslararası maçlar düzenleyen bu gençlerden biri olan Nero, çelik bariyerlere tırmanırken bunu daha önce defalarca yaptığını hatırlar. Amerikan vatandaşı olma hayali uğruna, abisinin izinden giderek Los Angeles’a ulaşmayı amaçlar. Zengin ve ünlülerin havuzlu malikanelerinde bambaşka bir hayat yaşamak isteyen Nero, hızlı bir şekilde yeşil karta kavuşmanın tek yolunun gönüllü askerlikten geçtiğini öğrenir. Böylece kendini Orta Doğu’da, elinde makineli tüfekle Amerikan vatandaşlığı için savaşırken bulur.