Teröristler bir yolcu uçağına bomba yerleştirdiklerinde, uçaktaki pilotlar tüm yolcuları güvende tutmak ve uçağı havada tutmak için mücadele etmek zorunda kalır: Bomba, uçağın 150 metre derinlikteyken patlaması için ayarlanmıştır.

Jack, Meksika'dan Kaliforniya'ya yapılan yasadışı bir araba yarışının ödülünü almak için yola çıkarken, organizasyonu yapan çeteden kaçan bir kadın, yardım istemek için aracına biner.

Gerçek bir olaya dayanan May December, yıllar önce 12 yaşındaki öğrencisiyle yasadışı bir ilişki yaşadığı gerekçesiyle hapse giren öğretmen Mary Kay Letourneau'nun etkileyici hikayesini ele alan kurgusal bir dramadır.Film, olayların merkezinde olan Gracie Atherton-Yoo’nun yaşamına odaklanıyor. Skandalın üzerinden yaklaşık yirmi yıl geçmiştir; Gracie, geçmişiyle barışmış ve toplumdan uzak bir hayat sürmektedir. Ancak bu sakinlik, onun hikayesini filme çekmek isteyen ünlü aktris Elizabeth Berry'nin gelişiyle sarsılır.Elizabeth, Gracie’yi daha iyi anlayabilmek ve onu canlandırmak amacıyla onunla zaman geçirmeye başlar. Fakat oyuncu, rolüne hazırlanırken Gracie’nin bastırılmış duyguları, ilişkilerindeki karmaşa ve geçmişin etkileri gün yüzüne çıkmaya başlar. Gerçek ile hayal arasındaki sınır giderek belirsizleşir ve aralarında psikolojik bir gerilim doğar.Todd Haynes'in yönettiği bu film, medyanın sömürdüğü skandalların arkasındaki insanları, etik kavramlarını ve toplumsal ikiyüzlülüğü sorgulayan çarpıcı bir hikaye sunuyor. Natalie Portman ve Julianne Moore’un etkileyici performanslarıyla öne çıkan May December, geçmişin kolayca unutulmadığını, bazen asla geçmeyeceğini etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.

Evelyn, 21. doğum gününde bilinçsiz bir duruma düştükten sonra kendini Las Vegas'ta rock yıldızı David ile evlenmiş olarak bulur. Aniden ünlü bir yaşam tarzının içine dahil olur ve David’in lüks hayatıyla nasıl başa çıkacağını düşünmeye başlar. İkili, evliliklerinin gerçek bir ilişki mi yoksa büyük bir hata mı olduğunu anlamaya çalışırken, David’in ününün getirdiği karmaşık ortamda da ilerlemeye çabalarlar. Evelyn, bu süreçte kendi kimliğini ve isteklerini yeniden tanımak durumunda kalır. Film, sadece bir tesadüfle başlayan bu evliliğin onların hayatında nasıl bir etki yaratacağını merakla izleyiciye sunuyor. Bu ani birliktelik, Evelyn ve David için beklenmedik bir mutluluk mu getirecek, yoksa telafisi zor sorunlara mı yol açacak? Her bir sahne, bu genç çiftin karmaşık ilişkileri hakkında ipuçları sağlarken, izleyici de gerçek aşkın sırrını ortaya çıkarmaya çalışıyor.

İkinci Dünya Savaşı'nın trajik hikayelerinden bazıları. . . Auschwitz kampındaki gaz odalarında yaşamını yitiren Yahudilerin korkunç öyküsüne ek olarak, ölüme gönderilmek üzere seçilen bir grup Yahudi'nin karşılaştığı zorluklar da bulunmaktadır. Bu grup, Sonderkommandolar adıyla bilinmektedir ve büyük bir etik ikilemle karşı karşıyadır. Auschwitz tarihinde ilk silahlı direnişi gerçekleştirmek üzere hazırlık yaparken, gaz odalarında hayatta kalan 14 yaşında bir kızla karşılaşırlar. Grup, hayatlarının en zor seçimlerinden biriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu kız için kurtuluş umuduyla, ya direniş planlarını bırakacak ve diğer binlerce insanın hayatta kalma şansını tehlikeye atacaklar ya da tüm zorluklara rağmen bu küçük kızı kaderine terkeceklerdir.

16 yaşındaki Lilya, eski Sovyetler Birliği'nin kenar mahallelerinden birinde yaşam sürmektedir. Annesi tarafından terkedilen genç kız, baskıcı bir teyzenin yanında kalmaktadır. Kaçış yolunu ise arkadaşlarıyla vakit geçirerek buluyor. Andrei'ye aşık olup onu takip ederek İsveç'e gitmeye karar verir. Eski zor hayatından kurtulup o güzel ülkede yeni bir yaşam kurmayı hayal etmektedir. Fakat, hayat onu bir cinsel köleliğe doğru sürükleyecek ve dünyanın her yerinde yaşamın benzer olduğunu fark etmesini sağlayacaktır.

Urban Legend filminin yönetmeni, insanın acımasızlık kapasitesini derin ve karanlık bir bakış açısıyla irdeliyor. Şiddetli bir deniz fırtınası sırasında, aklını yitirmiş bir adam ile psikolojik sorunları olan oğlu, ıssız bir adaya sığınmak zorunda kalır. Bu ikili, zorla tutulmuş, dövülmüş ve cinsel şiddete maruz kalmış durumda, kanlı bir hayatta kalma savaşı vermeye başlayacaklardır. Heyecan dolu ve dehşet verici sahnelerin yanı sıra, sürpriz final sahnesi aklınızdan uzun süre silinmeyecek.

Edward Yang'ın 1999'daki Guling Jie Shaonian Sha Ren Shijian adlı eserinden bu yana en dikkat çekici ve belki de en başarılı filmi olan bu 2000 yapımı, modern Taipei’deki bir ailenin üç neslini bir düğün töreninden cenaze merasimine kadar izliyor. Üç saatten fazla süren film boyunca, hiçbir an gereksiz hissettirmiyor.Yang, bu sefer amatör aktörlerle çalışarak, önemli bir yazar ve yönetmen olan Wu Nien-jen'den ilham alıyor. Filmin orta yaşlardaki ana karakteri N. J. , başarısız bir bilgisayar şirketinin sahibidir ve 30 yıl önce terk ettiği bir kadınla (Su-Yun Ko) Tokyo'da gizli bir buluşma ayarlamak istemektedir. Diğer önemli karakterler arasında N. J. ’nin sekiz yaşındaki oğlu (Jonathan Chang), genç kızı (Kelly Lee), ruhsal problemlerle mücadele eden eşi (Elaine Jin), komada yatan kayınvalidesi (Ru-Yun Tang) ve maddi zorluklar yaşayan kayınbiraderi (Hsi-Sheng Chen) bulunuyor. Yang-Yang adındaki, insanlar arkasında görünmeyen nesnelerin fotoğraflarını çekmeye takıntılı olan oğlu, gerçeğin bir kısmının gözden kaçtığına inanıyor. Farklı bakış açıları ve derin duyguları bir araya getirirken, Yang’ın sunumu modern sinemanın en etkileyici aile portrelerinden birini sergiliyor.

Mason, mükemmel planları ve becerisi ile tanınan, suç dünyasının en başarılı hırsızlarından biridir. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ekibiyle gerçekleştirdiği her hırsızlık, ona büyük bir zenginlik getirmiş ve onu suç alanında efsanevi bir kişi haline getirmiştir. Ekibiyle, yalnızca başarı elde etmekle kalmamış, aynı zamanda güvene dayalı sağlam ilişkiler de geliştirmiştir.Mason’un hayatında en önemli kişilerden biri Decker’dir. Hem sevgilisi hem de ekibinin en yetenekli elemanlarından biri olan Decker, Mason’un her tehlikeli görevine cesaretle katılmıştır. Ancak Mason’un en büyük düşmanı Salazar, bu bağı kendi menfaatleri için kullanmaya kararlıdır.Salazar, uzun yıllar önce Mason’un zekasını küçümseyerek intikam almaya yemin etmiştir. Şimdi ise Mason’un en zayıf noktasını öğrenmiştir: Decker. Decker’ı yakalayan Salazar, onu kurtarması için Mason’a zorlu bir görev verir. Dünyanın en sıkı korunan kumarhanelerinden birine soygun yapması gerekmektedir.Mason çaresizlik içinde bu teklifi kabul eder, ancak durum düşündüğünden daha karmaşık hale gelmiştir. Salazar’ın peşinde sadece Mason yoktur; eski hesaplar kapatmak isteyen başka suç liderleri ve bir süredir Mason’un peşine düşmüş olan FBI da olayın içindedir. Herkes Mason’a odaklanmışken, o yalnızca sevdiği kadının kurtulması için çabalamaktadır.Kumarhaneye soymak için akıllıca bir plan oluşturur. Eski ekibinin güvenini yeniden kazanırken, Salazar’ın tuzaklarından ve FBI’dan da dikkatli olması gerekmektedir.Ancak Mason, soygunun yalnızca bir başlangıç olduğunu fark eder. Salazar’ın gerçek hedefi, Mason’u tamamen ortadan kaldırmaktır. Decker’ı kurtarmak için Mason’un her şeyi riske atması, en büyük korkuları ile yüzleşmesi ve sonunda gerçekten güvenebileceği kişiyi tanıması gerekecektir.

Eşini Londra’da gerçekleşen korkunç bir terör saldırısında kaybeden, zeki fakat içine kapanık bir CIA şifre çözücüsünün dramatik yaşamı gözler önüne seriliyor. Bu trajik kayıp, sadece bir yas süreci değil, aynı zamanda kahramanımızın iç dünyasında patlayan fırtınaların da başlangıcı oluyor. Başarılı kariyerine rağmen gizemli ve kendi kabuğunda yaşamayı tercih eden bu adam, karısının ölümüyle birlikte derin bir sorgulama sürecine girer. Öfkesine hâkim olamayan kahramanımız, saldırının sorumlularını bulmak için yola çıkar. Ancak amirlerinin olayla ilgilenmeyi reddetmesi, onu resmi yollardan uzaklaştırır. Elindeki tek seçenek, meseleyi kendi yöntemleriyle çözmektir. Bu süreçte sadece adalet peşinde koşmakla kalmayacak, aynı zamanda kendini yeniden keşfedecek, acı, cesaret ve sorumlulukla yüzleşecektir. Bu soluk kesici film, izleyicisini bir şifre çözücünün karmaşık zihin dünyasına sürükleyerek adalet, kayıp ve içsel direniş temalarını sorgulatıyor.

Babası öldükten sonra yaşadığı derin acıyla başa çıkmaya çalışan ve aşka karşı soğuk duran Zeynep, zorluklarının hayatına etkisi olmasına izin vermeyen Can ile tanışır.Bir Ömrün Sonbaharı, çocukluk yaraları ve kaybetme korkusuyla mücadele eden Zeynep’in (Eylül Tumbar) Can (Bilal Yiğit Koçak) ile tanışarak nasıl aşka ve umuda ulaştığını anlatan bir film. Can’ın tedavi edilmesi güç hastalığına rağmen, aşkları her türlü engeli aşmaya çalışırken izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Film, gerçek aşkla yaşamın değerini sorgularken aynı zamanda izleyicilere umut ve ilham vermeye de odaklanıyor.

Bir Brezilyalı baba, kızının Arjantinli ailesiyle tanıştığında, kendine denk bir rakip bulduğunu fark eder. Bariloche’ye yapılan aile gezisi ise, iki ülke arasında kıvılcım saçan eğlenceli bir rekabetin sahnesine dönüşür. Kültürel farklılıklar, milli gururlar ve aile bağları iç içe geçerken, bu neşeli yolculuk hem kahkahalara hem de sıcak anlara ev sahipliği yapar.

"Hiç kimse isteyerek terk etmez köyünü," diyor Antonio, koltuğuna oturmuş geçmişini düşünerek. Sardinya’dan ayrılıp Belçika’ya göç ettiğinde, kendini bir kömür madeninde adeta diri diri gömmüş. Göç ettiği bu yeni ülkeye, her zaman saygıyla bahsettiği Belçika’ya sekiz çocuk vermiş – kendi deyimiyle, “sekiz iyi Belçikalı.”Belgeselci Patric Jean, Avrupa’yı kat ettiği yolculuğunda Antonio gibi birçok insanla tanışıyor. Bu yolculuk, samimi karşılaşmalar ve yürek burkan hikâyelerle dolu. Göç edenler, neden yola çıktıklarını anlatıyorlar; geride bıraktıkları evlerini, dostlarını, ailelerini… Kimi gözyaşlarıyla, kimi kahkahalar eşliğinde.Kamerasını omzuna alan yönetmen, belgeselini Berlin’de başlatıyor. Bir zamanlar kıtayı ikiye bölen ve bugün turistlerin ilgisini çeken duvarın kalıntılarıyla… Ve Ceuta’da tamamlıyor – dikenli tellerle çevrili, hâlâ kaçak göçmenlerin hayatını kaybettiği, demir parmaklıkların üzerine saplandığı bir başka duvarla. Hayatta kalmayı başaranlar ise çoğu zaman hiçbir yiyecek ya da su verilmeden Fas çölüne geri bırakılıyor.Yolculuk boyunca trenle, gemiyle ya da arabayla yapılan geçişler, Amerikalı caz piyanisti Tom McClung’un bestelediği özgün müzikle eşlik ediliyor. Bu müzik, anlatılan acı hikâyeleri küçümsemeden, karakterlerin geçmişlerine duydukları özlemi ve yeni hayatlarına dair burukluklarını derinleştiriyor. Patric Jean’in bu filminde, göç yalnızca fiziksel bir hareket değil; aynı zamanda kimliğe, aidiyete ve insana dair güçlü bir sorgulama.

Hayallerini süsleyen küçük kızının kaçırılmasıyla birlikte, sıradan bir adam olan Nate, bambaşka birine dönüşür. Acı hissetmeme yetisini beklenmedik bir avantaja çevirerek, kızını kurtarmak için dur durak bilmeyen bir mücadeleye girişir.

Beş sıkı dost, yaz tatilinin sona ermesinin ardından yolda gezerken talihsiz bir trafik kazasına karışırlar. Panik halinde ne yapacaklarına dair bir karar veremezler. Ailelerine ya da polise haber vermek yerine, bu durumu gizlemeye ve bu karanlık sırra sonsuza kadar sadık kalmaya karar alırlar. Bir anlaşma yaparlar: “Bu durumu asla kimseyle paylaşmayacağız. ”Bir yıl geçer. Her biri kendi hayatlarına devam etmeye çabalasa da, içten içe bir vicdan azabı ile savaşıyorlar. Her şey geçmişte kalmış gibi görünse de, esrarengiz notlar, tehdit içeren mesajlar ve kendilerinin izlendiğine dair açık işaretler belirmeye başlar. Birisi, geçen yazında neler yaptıklarını biliyor — ve intikam almak için harekete geçmeye niyetlenmiştir.Arkadaş grubu, birer birer hedef haline gelir. Cinayetler sadece acımasız olmakla kalmayıp, aynı zamanda kişisel bir mesaj da taşımaktadır. Saldırgan onları ortadan kaldırmakla yetinmeyip, bir yandan psikolojik olarak da etki etmeye çalışmaktadır. Korku ve güvensizlik hissi içlerinde yayıldıkça, geçmişte benzer bir kabusu yaşamış iki kişiye ulaşmaya karar verirler: 1997’deki ünlü Southport Katliamı'nın hayatta kalanlarına.Bu iki hayatta kalan - travmalarıyla yüzleşmeye çalışan yetişkinler - gençlere yardım etmeyi üstlenirler. Ancak geçmişin karanlık gölgeleri hala peşlerindedir. Gerçekler gün yüzüne çıktıkça, olayların düşündüklerinden çok daha karmaşık ve derin olduğunu kavrarlar. Bu sadece bir intikam hikayesi değil, aynı zamanda bir lanettir. Bu sefer, hayatta kalmak için yalnızca kaçmak yetmeyecek, aynı zamanda geçmişle de yüzleşmeleri gerekecektir.

Şirin Köyü, sabah saatlerinde beklenmedik bir şekilde oldukça huzurludur. Şirin Baba, gizemli bir ışıkla aniden ortadan kaybolmuştur. Geriye ise sadece yaşlı bir parşömen ve kötülüğün simgeleri olan iki isim kalmıştır: Razamel ve Gargamel. . .Şirin Baba’nın kaçırılmasıyla köyde büyük bir panik baş gösterir. Ancak Şirine, korkmak yerine hemen harekete geçmeye karar verir. Cesur bir ekip kurarak, Şirin Baba’yı kurtaracak başka bir dünyaya açılan bir kapı keşfeder. Bu yeni dünya tanıdık gelmese de yine de umut vaad etmektedir.Şirinler, burada kendilerine yardımcı olabilecek beklenmedik yeni arkadaşlarla tanışırlar. Birlikte, sadece Şirin Baba’yı kurtarmakla kalmayıp, evrenin geleceğini etkileyecek sırların peşine düşerler. Çünkü bu mücadele sadece bir kurtarma planı değil, geçmişteki kehanetlerle yüzleşme ve karanlıkların içinden ışığı bulma yolculuğudur.“Şirinler Filmi - Smurfs”, dostluğun değerini, cesaretin tanımını ve kaderin sınırlarını sorgulayan büyülü bir aile hikayesi sunmaktadır.

Film, kendi özgürlükleri için hindiyi yemek menülerinden çıkarmak üzere birlikte hareket eden iki zaman yolcusu hindinin komik hikâyesini anlatıyor. Tamamen mutlu yaşayan Reggie, bir gün kendini Beyaz Saray'da Noel ziyafeti için hazırlanırken bulur. Bir gün Jake adında başka bir hindi tarafından kaçırılır ve orada bulunmasının gerçek nedenini keşfeder. Reggie, masanın onur konuğu olarak değil, masada günlük bir yemek olarak kullanılacaktı. Reggie ve Jack kafa kafaya verir ve devasa binadan kaçmaya karar verirler. Bu sırada evin bir köşesinde gizli bir hükümet laboratuvarıyla karşılaşırlar. Laboratuvardaki bir zaman makinesi onları Noel'de ilk hindinin kızartıldığı 1621 yılına geri götürüyor.

Bir meteor yağmuru Dünya'ya çarptığında, uzay istasyonunda çalışan bir baba, on beş yaşındaki kızını kurtarabilmek için sadece uydu telefonlarıyla kameraları kullanır.