1870’lerin asi ve kanun tanımaz Montana topraklarında geçen bu destansı western hikayesi, adalet ve intikam kavramlarının sınırlarını sorgulayan karanlık bir serüveni anlatıyor. Isaac Broadway, yıllar önce işlemediği bir suç yüzünden asılmakla yargılandığı, terkedilmiş bir kişidir. İdam sehpasına doğru yürürken, uzun zamandır görmediği ve bağ kuramadığı oğlu Henry ile son defa karşılaşır. Ona bir vasiyet bırakır: kendisine iftira atan kişiyi bulup öldürmesini istemektedir. Bu görev, yalnızca bir intikam planı değil; aynı zamanda Henry için babasını anlama, onun onurunu yeniden kazanma ve kendi kimliğini keşfetme yolculuğudur.Henry, babasının verdiği bilgiler doğrultusunda Trinity adındaki ıssız bir sınır kasabasına yönelir. Bu kasaba, altın arayanların, haydutların ve yozlaşmış görevlilerin cirit attığı, son derece tehlikeli bir yerdir. Kasabaya vardığında, olaylar hızla çıkmaza girer. Katili ararken kasabanın yeni şerifi Gabriel Dove ile karşılaşır. Dove, karanlık bir geçmişe sahip olsa da, artık düzenin ve adaletin simgesidir. Ancak Dove’un adalet anlayışı, Henry’nin içindeki öfkeyle tamamen çelişmektedir.Bir yandan, kasabada kimsenin açıkça dile getiremediği, sadece fısıldayanlarla anılan esrarengiz bir figür belirmeye başlar: St. Christopher. Onun nereden geldiği bilinmemektedir ama etkisi her türlü vakada hissedilir. Henry, Dove ve St. Christopher arasında oluşan bu ölümcül üçgen, kasabanın gizli günahlarını birer birer açığa çıkarır.Henry, görevini tamamlamak için çabalarken kendisini yalnızca babasının değil, kendi ruhunun da yargılandığı bir sınavda bulur. Gerçek suçluyu öldürmek gerçekten adaleti sağlayacak mı? Yoksa babasının son isteği, Henry’nin kendi karanlığıyla yüzleşmesi için bir mazeret mi sunmaktadır?

Grigory, zengin bir iş adamının oğlu olarak hayatın tüm ayrıcalıklarını tatmış bir gençtir. Ancak kaderin garip bir oyunu sonucu kendini bir dönem boyunca 19. yüzyıl Rusya’sında, toprak ağalarının insafına kalmış bir köylü olarak bulur. Bu zorlu ve aşağılayıcı deneyim, Grigory’nin iç dünyasını tamamen değiştirir; artık lüksün değil adaletin peşindedir.Günümüz dünyasına döndüğünde, şımarıklığı ve duyarsızlığıyla dikkat çeken genç sosyetik Katya ile karşılaşır. Katya’nın sorumsuz ve kibirli yaşam tarzı Grigory’yi derinden sarsar. Ona hayatın gerçek yüzünü göstermek isteyen Grigory, Katya’yı geçmişin sert gerçeklikleriyle yüzleştirmek için radikal bir karar alır: Onu kendi yaşadığı döneme, sefaletin ve sınıf ayrımının hüküm sürdüğü eski Rusya’ya götürür.Bu yolculuk sadece Katya için değil, Grigory için de yeni bir sınav olacaktır. Çünkü gerçek değişim, başkalarına ders vermekle değil, birlikte dönüşmekle mümkündür.

Üç genç astronom, Dünya'ya inen gizemli bir meteoru araştırırken beklenmedik bir tehlikeyle karşılaşırlar. Bu sıradan görünen gök taşı, aslında insanlığın geleceğini tehdit eden bir uzaylı saldırısının başlangıcını temsil etmektedir. Gençler, alışılmadık bir düşmana karşı direnmek ve insanlığın kaderini değiştirmek için zamanla yarışmak durumundadırlar.

Dora, Diego ve yeni dostları, düşmanlarından önce kadim ve gizemli Sol Dorado hazinesini bulmak amacıyla Amazon’un zorlu ve risklerle dolu ormanlarına doğru unutulmaz bir maceraya atılırlar. Efsanelerle dolu bu hazineyi korumak için zamanla yarışırken, arkadaşlık, cesaret ve birlik olmanın önemini anlayacaklar.

Quinn ve babası, geçmişlerini geride bırakarak huzurlu bir yaşam arayışıyla Kettle Springs kasabasına gelirler. Fakat onları bekleyen şey huzur değil, karanlık bir sırdır. Bir zamanlar kasabanın gözbebeği olan Baypen Mısır Şurubu Fabrikası'nın yanması, topluluğu iki gruba ayırmış ve eski ile yeninin çatışması giderek büyümüştür. Tansiyon en üst seviyeye ulaştığında, mısır tarlalarının derinliklerinden korkutucu bir figür belirir: yüzünde uğursuz bir gülümseme, elinde kanlı bir hedef vardır. Bu kasaba artık geçmişin izlerini kanla silmeye karar vermiştir.

Neil Shaw, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri için kritik bir koruma görevi gören bir ajan ve silah görevindedir. Resmi olarak görünürde yoktur. Uluslararası güvenlik uzmanı olarak, acımasız teröristlerin, Çin ile gerçekleştirilecek tarihi bir zirve öncesi Birleşmiş Milletler'i yok etme planını açığa çıkartması gerekmektedir. Gizemli bir olaylar dizisi, Çinli BM Büyükelçisi'nin cinayetiyle sonuçlanır ve teröristler, durdurma yetkisi olan tek kişi olduğuna inandıkları Neil Shaw'a suikast düzenlemeyi düşünürler. Suçlanan Shaw, Üçüncü Dünya Savaşı'na yol açabilecek bir durumu önlemeye çalışırken yer altına çekilmek zorunda kalır ve kendi hayatı da tehlikeye girer.

Houston'da neredeyse terk edilmiş haldeki bir yerleşim bölgesi içinde, asi bir genç adam ile en iyi günlerini arenada görmüş ve yaşlanmış olan bir boğa güreşçisi bir çarpışmaya girerler ve bu ikisini de değiştirir.

Jackie ve Clotaire, aynı limanın çevresindeki bir kasabada, aynı okulda büyüyen iki kişidir. Jackie, derslerine dikkat eden ve geleceği için çalışan hırslı bir genç kızken; Clotaire, okuldan kaçan ve sorumluluklardan uzak duran asi bir gencin ta kendisidir. İkisi, tam zıt dünyaların temsilcileri gibi görünseler de, kaderleri onları bir araya getirir.Ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, aralarındaki çekim inkar edilemezdir. İlk karşılaşmada filizlenen bu aşk, zamanla yoğun ve yıkıcı hale gelir. Liman rüzgârları, gizlice buluştukları rıhtımlar ve okulun koridorları, onların hikayesinin tanığı olmuştur. Ancak yaşam, onları bir arada tutmaya çalışmak yerine devamlı ayırmaya çalışmaktadır.Toplumsal farklılıklar, ailelerin baskısı ve kaderin acımasız oyunları onları zorlar. Ancak ne olursa olsun, birbirlerinden ayrılamazlar. Onlar, aynı kalbin iki parçalı bir yansıması gibidir. Zorluklar karşısında tekrar bir araya gelmenin bir yolunu bulacaklar mı, yoksa hayatta karşılaştıkları sert rüzgarlar onları ebediyen ayıracak mı?

Li Fong’un hikayesi, Pekin’den New York’a uzanan, kültürler arası bir yolculuğu anlatıyor. Genç bir dövüş sanatları ustası olan Li, ailesindeki bir trajedinin ardından Amerika’da yepyeni bir hayat kurmaya karar verir. Yeni dostlar edinirken, kaybettiği aile bağlarının oluşturduğu boşluğu doldurmaya çalışır. Bu sırada arkadaşı büyük bir sıkıntıyla karşılaşır ve Li, ona yardımcı olabilmek için bir karate turnuvasına katılmayı kabul eder. Bu aşamada, yalnızca Kung Fu bilgisi yeterli kalmaz ve Li'nin karşılaştığı zorluklar artar.Eğitmeni Bay Han, Li’nin yeteneklerini daha da geliştirmek amacıyla, orijinal Karate Kid olan Daniel LaRusso’dan destek almayı önerir. Daniel ve Bay Han’ın rehberliğinde, Li hem Kung Fu hem de karate konusunda yoğun bir eğitim sürecine girer. Bu süreçte fiziksel ve duygusal engellerle mücadele ederken, Li’nin karakteri ve yetenekleri büyük bir gelişim gösterir. Film, dostluk, özveri ve kişisel gelişim temalarını pekiştiren bir dövüş sanatları macerası sunuyor. Li’nin turnuvadaki performansı, onun yeni topluma uyum sağlama çabasını ve içsel yolculuğunu simgeleyen önemli bir an haline gelir.

Meksika sularında bir denizaltı ile bir petrol kulesi bilinmeyen sebeplerden ötürü ortadan kaybolunca, bilim adamı Adams Armada adlı bir program başlatmak zorunda kalır. Programda kurtarma operasyonları yürüten dev bir su altı yaratıkları yer alıyordur. Red, Tracy ve Jim isimli 3 kişi bu robotları yönetiyordur. Robotlar suyun altına daldıklarında, orada canavarlar olduğunu öğrenirler.

Devasa biyomekanik varlıklar Los Angeles üzerine doğru inmeye başladığında, şehir büyük bir felaketin eşiğinde bulunur. Bu kıyamet anında, son çare olarak yeni ve seçkin bir "M-Bot" pilotları ekibi harekete geçer.Bu özel ekip, gelişmiş teknolojilerle donanmış, süper güçlere sahip robot savaşçılar — M-Bot’lar — ile düşmana karşı kararlı bir mücadeleye girişir. Her pilot, yalnızca fiziksel dayanıklılıklarıyla değil, aynı zamanda stratejik düşünme yetenekleriyle de sınanır. Zaman hızla geçerken, şehir yok olmaktadır ve milyonlarca insanın hayatı büyük bir tehdit altındadır.Saldıran canavarlar yalnızca kuvvetli olmakla kalmaz, aynı zamanda zeki de; robotlara hızla uyum sağlıyor ve pilotların zayıf yönlerini hedef alıyorlar. Bu durum, ekip üyeleri arasında gerilim yaratırken, her biri kişisel geçmişleri ve korkuları ile yüzleşmek zorunda kalır.Los Angeles’ın yüksek binaları, yer altındaki tüneller ve açık savaş alanlarında geçen bu film, aksiyon temposunu asla düşürmeden kahramanlık, özveri ve dayanışma temalarını da işler. Dünya’nın geleceği, bu robot savaşçıları ve onlara liderlik eden insanlar tarafından şekillendirilmektedir.

Yirmi yaşındaki Elya, doğaya tutkuyla bağlı, genç bir ekoloji öğrencisidir. Günün birinde üniversitesine, şehrin eski orman parkı alanına dev bir gökdelen dikmeyi planlayan ünlü bir inşaat şirketinin sahibi Matvey gelir. Projeyi sunmak için gelen Matvey, kendinden emin ve kibirlidir. Ancak Elya'nın kararlı ve sert tepkisiyle karşılaşır. Genç kız projeyi bilimsel gerekçelerle yerle bir edince Matvey şaşkınlığa uğrar.Güzelliğinin ve parasının her kapıyı açtığını düşünen Matvey, önce Elya'yı etkilemek için ona cömert teklifler yapar. Fakat Elya ne maddi destek, ne de şatafatlı vaatlerle ilgilenmektedir. Onun doğaya ve inançlarına sadakati, Matvey’i hem öfkelendirir hem de daha da meraklandırır.Sonunda Matvey, alışılmadık bir teklif sunar: Yedi gün boyunca onun kurallarına göre, birlikte vakit geçireceklerdir. Eğer bu sürenin sonunda Elya hâlâ karşı durursa, Matvey inşaat projesinden vazgeçecektir. Elya, projeyi gerçekten durdurmak için teklifi kabul eder, çünkü Matvey, planları geçici olarak askıya almıştır.Kendini bir tür modern Pretty Woman hikâyesinin başrolünde hisseden Elya, kısa sürede Matvey’in göründüğünden çok daha karmaşık biri olduğunu fark eder. Bu yedi günlük oyun, hem doğaya olan savaşın hem de duygularla yüzleşmenin bir arenasına dönüşecektir.

Genç bir kız olan Eun-joo aniden ortadan kaybolur. Günler geçtikçe ne bir iz bulunur ne de bir haber alınır. Polis soruşturması sonuçsuz kalırken, kaybın üzerinden iki hafta geçmiş ve umutlar tükenmeye başlamıştır. Resmi makamlar kızın hayatını kaybetmiş olabileceği ihtimalini düşünürken, çaresiz kalan anne son çare olarak doğaüstü bir yola başvurur.Güvendiği bir medyumdan yardım isteyen anne, kızının hâlâ hayatta olduğunu öğrenir. Medyum, bu gizemli kaybın aydınlatılmasının tek yolunun Gong Gil-yong adındaki eski bir dedektiften geçtiğini söyler. İlk başta bu tarz işlere mesafeli duran Gong, medyumun verdiği bilgilerden bazıları gerçeğe dönüşünce şüphelerinin yerini meraka bırakır.Kızın izini sürmek için medyum Kim Joong-san’la birlikte çalışmaya karar veren Gong, akıl ve sezginin iç içe geçtiği bir soruşturmanın içine çekilir. Gerçeğe ulaşmak için zamanla yarışırken, karşılarına çıkan her ipucu onları daha da karanlık ve beklenmedik bir sona yaklaştıracaktır.

Paranoya, ifade hürriyeti, bireylerin yaşadığı travmalar ve sistemsel baskı gibi temalar üzerinde duran bir psikolojik dramadır. Film, üniversite yıllarında bir şiir yazdığı için hapse giren genç muhabir Muntazam’ın hikayesini anlatıyor. Suç unsuru taşımayan bu şiir, onun hayatının köklü bir dönüşüm sürecini başlatır.Hapiste kaldığı süre boyunca yalnızlık, baskı ve belirsizlikle mücadele eden Muntazam, dış dünyayla olan ilişkisinde giderek kopar. En büyük acıyı, babasının ölümünü duyarak yaşar; bu haberi dört duvar arasında öğrenmesi ona büyük bir darbe indirir. Cenazeye katılamamak, ona veda edememek ve bu kaybı gerektiği gibi yas tutarak karşılayamaması, ruhunda derin yaralar açar.Serbest kaldığında fiziksel açıdan özgür görünse de zihni hala kapalı bir hücrede kalmıştır. Toplumla bütünleşmekte, insanlara güven duymakta ve eski hayatını yeniden inşa etmekte sorunlar yaşar. Paranoyası giderek artar; etrafındaki herkesin bir izleyici, her kelimesinin bir tehdit olduğu düşüncesine kapılır. Gazetecilik kariyerine geri dönmeye çalışsa da, geçmişi sürekli peşindedir.Muntazam’ın içsel yolculuğu, hem bireysel bir yüzleşme sürecini hem de otoritenin birey üzerindeki kalıcı etkilerini gözler önüne seriyor. Film, gerçek ile hayal arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği bir anlatımla izleyiciyi Muntazam’ın zihninde dolaştırıyor. Paranoya, bir bireyin sadece sistemle değil, aynı zamanda kendi zihniyle de verdiği mücadeleyi anlatan çarpıcı ve düşündürücü bir yapıt.

Black Water, terkedilmiş bir doğal manzaraya sahip, gerilim dolu ve gerçek bir olaydan esinlenmiş hayatta kalma hikayesidir. Film, Avustralya'nın kuzeyindeki geniş ve tehditkar bataklıklarında geçen acımasız bir yolculukla doğanın sert gerçeklerini sergilemektedir.Gracie, eşi Adam ve kız kardeşi Lee, sıradan bir tatil planlaması yaparken "Blackwater Barry" adında bir balık tutma turuna katılmaya karar verirler. Rehberleri Jim ile birlikte, bir nehir üzerinde ilerleyen küçük bir tekneyle ıssız bir yere doğru yola çıkarlar. Ancak dinlenmek için durduklarında, doğanın sessizliğini bozan korkutucu bir olay meydana gelir: dev bir tuzlu su timsahı aniden ortaya çıkarak tekneye saldırmaya başlar. Jim hemen ilk kurban olurken, tekne parçalanır ve hayatta kalan üç kişi, bataklığın içinde bir ağacın tepesine saklanmak zorunda kalır.Cep telefonlarının çekmediği ve yardımın ulaşmasının imkânsız olduğu bu noktada, grup sadece zeka, cesaret ve birbirlerine duydukları güvenle ayakta kalabilir. Ancak, kirli suyun derinliklerinde gizlenen büyük bir avcı, her an her hareketle orada - görünmeyen ama sürekli bir tehdit olarak durmaktadır. Korku, panik ve umutsuzluk içinde, grup üyeleri arasındaki ilişkiler de sınanır; geçmişteki kırgınlıklar ve suçlamalar yeniden gün yüzüne çıkar.Gerilimi sürekli artıran Black Water, sınırlı bir alana rağmen yoğun bir atmosfer yaratır. Su altında gizli düşman, izleyicide sürekli bir rahatsızlık hissi yaratırken; gerçekte yaşanmış olaylardan ilham alması, hikayenin etkisini daha da güçlendirir. Film, doğayla yüzleşmeyi, hayatta kalma içgüdüsünü ve insanın dayanıklılığını irdeleyen, sade ama etkileyici bir gerilim deneyimi sunmaktadır.

Kuzey Avustralya ormanlarının derinliklerinde, bir grup arkadaş bir mağara keşfeder. Bu sırada grup için ciddi bir tehdit oluşturan fırtına ve yükselen sel onları mağaranın derinliklerdeyken yakalamıştır. Fakat onlar için tehlike sadece bununla sınırlı değildir. Grup, timsah sürüsü ile karşı karşıya kalacaktır.

Kendi imalatı olan bir uzay aracı kalkış yapıyor ve içinde 6 yaşında bir çocuk yer alabilir. Ülke genelinde bir panik durumu var - ama gerçekte ne oldu? Bu belgesel bunu araştırıyor.

John Wick: Bölüm 3 – Parabellum esnasında Eve Macarro, Rus Romanın suikastçi geleneği üzerine eğitim almaya girişir.