“Cem Karaca’nın Gözyaşları” Filminin Basın Toplantısı Yapıldı

“Cem Karaca’nın Gözyaşları” Filminin Basın Toplantısı Yapıldı

Kasım 9, 2023

109 Okunma

"Cem Karaca bir Türkiye biyografisidir"

Fikri Harika Prodüksiyon ve Aytaç Medya’nın ortak yapımcılığında çekimleri devam eden “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filminin basın toplantısı Ses 1885 Ortaoyuncular Tiyatrosu’nda yapıldı. “Cem Karaca bir Türkiye biyografisidir” diyen Yüksel Aksu’nun yönettiği filmde İsmail Hacıoğlu’nu Cem Karaca olarak izleyeceğiz.

Fikret Kuşkan, Yasemin Yalçın, Melisa Aslı Pamuk, Meral Çetinkaya, Buçe Buse Kahraman, Melisa Döngel, Kubilay Tunçer gibi birbirinden değerli oyuncuların rol aldığı filmin danışmanlığını ise Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca yapıyor. Özgür Tari ve Aytaç Ağdağ’ın yapımcılığını üstlendiği, Onur Böber, Özden Uçar ve Emrah Saltık’ın senaryosunu yazdığı filmin müzik direktörlüğünü ise Cem Öget üstleniyor.

Sadece Cem Karaca hayranlarının değil tüm Türkiye’nin merakla beklediği, basın mensuplarının büyük ilgi gösterdiği “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filmi basın toplantısında hem duygusal hem de eğlenceli anlar yaşandı.

Yönetmen Yüksel Aksu: “Benim için Cem Karaca sadece bir müzisyen biyografisi değil bir Türkiye biyografisidir”

“Cem Karaca Türkiye müzik tarihinde değil, dünya müzik tarihinde de çok özel bir yere sahip” diyen yönetmen Yüksel Aksu, “Birçok müzik otoritesine sordum, yaptığım akademik araştırmalarda da gördüm ki Cem Karaca dünya rock müzik tarihinde ilk 10’da hatta ilk 5’te” dedi.

Kişisel hayatında çok özel yeri olduğunu söyleyen Yüksel Aksu, “Çocukluğumda tütün tarlalarında çalışırken radyoda, ‘Beyaz Atlı Şimdi Geçti Buradan’ ya da ‘Namus Belası’ çalmaya başladığında bütün kadınlar dururdu, radyonun başına toplanırdı, ben de küçük bir çocuk olarak onu dinlerdim. Gel zaman git zaman genç oldum. Söylemesi ayıp solcu oldum. O zaman yasaklıydı ve gençlik yıllarımızda kasetlerini gizli gizli çoğaltıp günlerce gecelerce dinlerdik” dedi.

Sanatsal serüveninde Cem Karaca’dan ilham aldığını belirten Aksu sözlerine şöyle devam etti: “Zaman içerisinde kendi sanatsal serüvenimde onların yaptıkları ulusal, yerel, evrensel değerleri bir arada toplayıp hem geniş kitlelere hem de daha elit kesimlere ulaşabilme kabiliyeti üzerine çalıştım. Sinemamda da bunu yapmaya çalışıyorum. Kör topal, karınca kararınca… Benim için Cem Karaca sadece bir müzisyen biyografisi değil, bir Cumhuriyet biyografisidir… Bir Türkiye biyografisidir. Aynı zamanda da bir sanatsal açılıştır, cereyandır, bir yol haritasıdır. Bir sürü biyografinin arasında Cem Karaca’nın bana gelmesi büyük bir kısmet. Hatta çekmek için değişik lobiler bile yapmıştım. Kar etmedi. Aylar sonra proje kendi kısmetiyle bana geldi.

Yüksel Aksu, filmde Cem Karaca’ya hayat veren İsmail Hacıoğlu’nun performansı için de şunları söyledi: “Gözümün önünde inanılmaz bir çalışma sergiledi. Hep duyarız Robert De Niro şöyle çalışmış, Al Pacino böyle çalışmış… Haftalarca hatta aylarca ses, beden dili, biyografik çalışmalar, müzik direktörü Cem Öğet’le görüşmeler… Sanki bir doktora tezi yapıyormuş gibi hazırlanmış. Açıkçası filmde şarkıları playback olarak kullanmayı düşünüyordum. Öyle bir söyledi ki, etkilenmemek elde değildi. İnanılmaz bir duygu koydu şarkılara. Yeni bir ruh koydu ve bana çok büyük feyzler verdi”

“Cem Karaca’nın Gözyaşları” filminin yapımcılarına da teşekkür eden ve cesaretlerinden dolayı kutlayan yönetmen “Bilhassa pandemiden sonra sinemanın üzerinde kara bulutlar dolaşırken seyircinin sinemaya olan ilgisinin azaldığı, festivallerin nerede ise yapılamayacak noktaya geldiği bir dönemde bu kadar büyük bir projeyi akıl eden, finanse eden, tasarlayan ve bizleri bir araya getiren yapımcılarımız Özgür Tari ve Aytaç Ağdağ’a da teşekkür etmeyi bir yana bırakamayız. Gerçekten sette kuş sütümüze kadar sağlandı. Ben sette 500 kişi dedim geldi, 1 Mayıs konseri çektik, 400 kişi dedim Tamirci Çırağı konseri çektik, 300 kişi dedik 1960’larda Altın Mikrofon yarışma sahnesi çektik. Burada yani Ses Tiyatrosu’nda, İstanbul Erkek Lisesi’nde çekimler yaptık ve kullandığımız araçlar gereçler vs… Günümüzde rakamlara bakıyorsunuzdur, sinemada seyircide son derece düşüş var. Bu riski alan, hele hele yollardır sinema sektöründe pek çok önemli film çekmiş insanların da kenarda durduğu bu zamanda ahde vefayı unutmamak gerekiyor. Kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi.

İsmail Hacıoğlu: “Böyle bir rolü oynamaktan son derece mutlu ve gururluyum”

Filmde, efsanevi şarkıcı Cem Karaca’yı canlandıran İsmail Hacıoğlu sözlerine, çok güzel bir ekiple çalıştıklarını ve çok heyecanlı olduğunu söyleyerek başladı: “Çok güzel bir ekip bir araya geldi. Yaklaşık iki aydır çekimler sürüyor, bitmek üzere… Sete çıkmadan bir buçuk ay önce de filmin müziklerini yapan Cem Öğet ile stüdyoda şarkılar üzerinde çalışmaya başladık. Güzel de oldu gibi duruyor ama seyirci karar verecek günün sonunda. Ben çok heyecanlıyım kendi adıma. Cem Karaca benim de çocukluk kahramanlarımdan birisiydi. Bir sürü şey öğrendim kendisinden ama bir yerde bir zulüm varsa, mesela İsrail’de yaşananlar gibi, ‘Yaşasın özgür Filistin’ diyebiliyorsak korkusuzca, Babadan (Cem Karaca) öğrendik, abilerimizden öğrendik. Aynı mahalleliyiz, Bakırköy’lü olmak da ayrı bir onur ve gurur veriyor bana.”

Yasemin Yalçın’ın çok büyük hayranı olduğunu söyleyenve onunla oynamaktan büyük gurur duyduğunu belirten Hacıoğlu, “Çok heyecanlıyız, son söz tabii ki Türk halkının olacak. Böyle bir rolü oynamaktan sonra derece mutlu ve gururluyum. Çok teşekkür ederim.” diyerek sözlerini noktaladı.

Yasemin Yalçın: “Çok önemli bir tiyatro sanatçısı olan Toto Karaca’yı oynamak çok büyük sorumluluk”

Cem Karaca’nın annesi Toto Karaca rolüyle izleyeceğimiz Yasemin Yalçın, “Üç aylık büyük bir emek var. Bu işe girmemde, baş koymamda önemli sebepler var. Bunlardan bir tanesi Yüksel Aksu’dur. Çok önemli bir yönetmendir, ruhuna, gözüne ve kadrajına çok inandığım bir kişidir” dedi.

Toto Karaca rolü için teklifin Yüksel Aksu’dan geldiğini ve onay verdiği anda pişman olduğunu söyleyen Yalçın, “Onay verdiğim anda bir pişmanlığa da girdim açıkçası. Çünkü Cem Karaca’nın yanında, bir döneme damgasını vuran Toto Karaca var. Çok önemli bir tiyatro oyuncusudur. Bu işe bayrak açmış kahramanlardan birisidir. Zira onun döneminde yani Müslüman kadınların sahneye çıkmadığı dönemde bu topraklarda sahneye çıkma kahramanlığını göstermiş bir kadın. Onu oynamak ve hayatına dem vurmak gerçekten büyük bir iş. Yüksel Bey’e ‘olur’ dedim ama sonra açayım telefonu oynamıyorum diyeyim ikilemlerini çok yaşadım. Çok sancılar çektim. Onun ruhuna girmeye çalıştım” dedi.

Fikret Kuşkan: “Mehmet Karaca rolünü kaneviçe gibi işledik”

Filmde Cem Karaca’nın babası Mehmet Karaca, rolüyle izleyeceğimiz Fikret Kuşkan yaklaşık otuz yıldır arkadaş oldukları Yüksel Aksu’yla ilk kez çalıştıklarını belirterek konuşmasına başladı ve Mehmet Karaca’yla ilgili fazla belge olmadığından, kendi araştırmaları ve yönetmenin verdiği ipuçlarından yola çıkarak bir karakter yarattığını sözlerine ekledi. Fikret Kuşkan, “Yönetmenim ile, ekibim ile birlikte gurur duyduğumu düşündüğüm bir iş yapıyorum. Elimizden geldiğince çok sık dokuyup kaneviçe gibi işleyerek, 6 hafta boyunca hiçbir sahneyi boş bırakmadan çalıştık.” dedi.

Meral Çetinkaya: “Pırıl pırıl insanlarla çalıştım, çok mutluyum”

Cem Karaca’nın teyzesi rolünde izleyeceğimiz usta oyuncu Meral Çetinkaya, filmde çok az rolü olduğunu ancak böyle güzel bir ekiple çalışmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. Çetinkaya, “Filmde benim işim çok azdı. Umarım yönetmenimiz istediği şeyi benden almıştır. Oynadığım rol Toto Karaca’nın kardeşi Vartiter İrma Felekyan. Bu meyanda Türk tiyatrosuna Ermeni asıllı vatandaşların büyük katkısı hatta temellerini atmalarını anmamız lazım” dedi.

Kubilay Tunçer: “Bu güzel işin parçası olduğum için mutluyum”

Filmde plak şirketi sahibi olarak izleyeceğimiz Kubilay Tunçer, “İnsanlar kariyerlerinde belli bir noktaya geliyorlar ve seyirciler açısından performansları değil tercihleri de önem arz etmeye başlıyor. Hangi filmlerde oynayacaklarını tercih edebilecek seviyede insanlarla birlikte olmak beni de tabii ki yönlendiriyor. Bu güzel işin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

Cem Öğet: “İsmail Hacıoğlu’yla üç yüz saatten fazla çalıştık”

Filmin orijinal müziklerinden sorunlu Cem Öğet; “Bizim esas derdimiz gerçek izleyicinin, duygusal olarak tatmin olacağı homojen bir müzikal tavır yaratmaktı. 60’lı yılların kayıt stüdyosunu kuralım dedik, kurduk. Almanya’dan bantlarımız geldi. On beşin üzerinde eser kaydettik. O günlerin tavrında, o günün tekniğinde ve neredeyse o günlerde bunları çalan herkes bu eserlerin bir yerinde bir notaya dokundu. Tamirci Çırağı’nda Uğur Dikmen enstrümanı ile kırk yedi yıl sonra geldi çaldı” dedi.

İsmail Hacıoğlu’yla çalışmalarından söz eden Öğet şunları da sözlerine ekledi: “Bu sabah hesapladım, İsmail Hacıoğlu’yla stüdyo dahil 300 saati geçmiş mesaimiz. Ağustos’un son haftası başladık. Her akşam yönetmenimizle istişare ede ede çalıştık. Arkama yaslandığımda, perdeye baktığımda elimizden geleni yaptığımız ve mutlu olacağımız bir şeyi duyacağımızı düşünüyorum.

Senarist Özden Uçar: “Cem Karaca ömürlere sığmayan bir hayat yaşamış”

Filmin senaristlerinden Özden Uçar, “Çok heyecanlıyım, konuşacak anlatacak çok şey var. Biz Cem Karaca’nın hayatını ne kadar anlatabiliriz ya da dünyadaki herhangi bir yazar ne kadar anlatabilir bilmiyorum çünkü ömürlere sığmayan bir hayat yaşamış. Kalemimiz değdiği için çok mutluyuz, gururluyuz. Ülkede galiba tanımayan yok. 17 yaşındaki gençler bile parklarda hala Cem Karaca şarkıları dinliyorlar. Bunlara tanık oluyoruz. Senaryoyu yazdığımız dönemde de tanık olduk. Çok mutluyuz” dedi.

Senarist Onur Böber: “Bu filmde herkesin Cem Karacası var”

Senarist Onur Böber ise şunları ekledi: “Ortağımın dediği gibi herkesin aslında bildiği bir figür ve herkesin bir Cem Karaca’sı var. Kimisi için Anadolu rock demek kimisi için devrimci…
Kimisi için bir Tamirci Çırağı, kimisi için Islak Islak demek.. Biz sanırım bizim Cem Karaca’mızı değil, buradaki herkesin Cem Karaca’sını yaptık. Bu film de herkesin Cem Karaca…”

“Cem Karaca’nın Gözyaşları” filmi 2024 yılının ilk ayında tüm Türkiye’de vizyon yolculuğuna başlayacak.

Yorum Alanı