Julianne Moore’un Kate rolünde öne çıktığı bu psikolojik gerilim filminde, geçmişinin izleriyle mücadele eden ve yalnız bir yaşam süren bir annenin huzurlu hayatı aniden sarsılır. Kate, ıssız bir kır evinde kendi başına, kontrol edici ve içine kapanık bir yaşam yaşarken; bir gece yarısı, uzun zaman uzak kaldığı problemli kızı kapısında belirir — vücudu kanla kaplıdır ve gözleri dehşetle donmuştur.

Ne olduğunu anlamak isteyen Kate, kızıyla yeniden bir ilişki kurmaya çalışırken, yaşanan olayların arka planında yatan gerçekleri araştırmaya koyulur. Ancak öğrenmeye başladığı bilgiler, sadece kızının değil, kendi geçmişine dair karanlık sırları da gün yüzüne çıkarır. Karşısına çıkan gerçeklik, Kate’in annelik içgüdüsünü ve geçmişteki seçimlerini zorlu bir şekilde test eder.

Film, bir annenin çocuğu için ne kadar ileri gidebileceğini, geçmişteki affedilemez durumlarla yüzleşmenin bedelini ve sevginin karanlık unsurlarla nasıl iç içe geçebileceğini sorgulayan, etkileyici ve duygusal olarak yıkıcı bir hikâye sunuyor. Moore’un incelikli performansı, karakterin içsel yolculuğunu derinleştirirken; gerilim sürekli artarak izleyiciyi sonunda kaçınılmaz bir yüzleşmeye götürüyor.