Ölümlerinden yüz yıl sonra, altı efsanevi kutsal savaşçı, kendilerini kötü bir tanrının eline teslim eden eski yoldaşlarına karşı adalet aramak için yeniden doğuyor! Altı savaşçı, son Aziz Asker Haohmaru ve yeminli düşmanları Shirou Amakusa’yı bulmak için feodal Edo eyaletini arar. İlahi ışığın takipçileri karanlığın güçlerine karşı zafer mi kazanacak, yoksa tarih tekerrür mü edecek? Yüz yıllık yolculukları sona ermeden altı samuray, kutsal kılıçlarından daha güçlü olan tek şeyin iradelerinin çeliği olduğunu kanıtlayacak!

Yıl 1945, 2. Dünya Savaşı’nın son günlerinde, Nazi’ler çok gizli bir uzay programı sayesinde ayın karanlık yüzüne kaçarak yok edilmekten kurtulmuştur. Büyük bir gizlilik içinde yaşadıkları yetmiş yıl süresince dev bir uzay gemisi filosuyla donatılmış muazzam bir uzay istasyonu kurmayı başarmışlardır. Ancak, Amerikalı astronot James Washington aya iniş yaparken ufak bir aksilik sonucu yanlışlıkla bu sırrı ortaya çıkarır. Bunun üzerine, Udo Kier’in canlandırdığı ‘Ay Führeri’ dünyayı geri alma zamanının geldiğine karar verir. Acaba bu sadece Amerika’da sürmekte olan başkanlık seçimleri için düzenlenen kampanyaların bir parçası mıdır? Daha şimdiden kült statüsüne ulaşmış olan Demir Gökyüzü muazzam set tasarımları, incelikli hicvi ve huysuz karakterleriyle dikkat çekiyor. Laibach’ın müthiş müzikleri de cabası.

Nazilerin dünyayı ele geçirmeye çalıştığı filmin devamında 20 yıl geçmiştir. Dünya nükleer savaş nedeniyle yaşanmaz hale gelmiştir. Kalan insanlar Naziler’in Ay’daki üssünde yaşamaktadır. Ancak burada yaşayanlar için yaşam koşulları kötüleşmeye başlayınca dünyanın merkezindeki gizli bir şehre yolculuk yapmak gerekir. Ancak bu sırada karşılarına Vril önderliğindeki şekil değiştirebilen bir sürüngenler ırkı ve onların dinozor ordusu çıkar.

Eski bir kitapçıdan alınan büyük, kalın kapaklı bir kitabın içinden girilen sihirli bir diyar. Uçan beyaz dev köpekler, cüceler, prensesler, konuşan ağaçlar, kaplumbağadan dağlar, bir çocuğun başından geçebilecek tehlikeli ve ilginç maceralarla dolu bir hikaye.

Los Angeles Cadılar Bayramı için hazırlanırken, maske takan silahlı soyguncular, bir soygunun ardından çıkan bir silahlı çatışmada dedektif James Knight’ın ortağı ciddi şekilde yaralar. Knight peşine düşerken soyguncular, dedektifin karanlık geçmişinin mevcut davasıyla çarpıştığı ve dünyasını yok etmekle tehdit ettiği New York’a kaçar.

The School For Good and Evil’a giden çocuklar, masal kahramanı olmak için eğitilir. Okulda bazıları prens ya da prenses olurken bazıları da cadı ya da büyücülerin olduğu kötü tarafa yönelir. Yakın arkadaş olan Sophie ve Agatha da gitmeyi çok istedikleri okula kabul edilir. Sophie kesinlikle prenses olmak istemektedir ancak Agatha karanlık tarafa daha çok ilgi duyar. Yolları ayrılan Agatha ve Sophie’nin bu süreçte arkadaşlıkları büyük bir teste tabi tutulur.

onfilmizle.com keyifli seyirler diler.

Hunların göçebe kabilelerinin Büyük Bozkırları yönettiği uzun zaman önce ilkel bir zamandı. Klanı yok edildikten sonra, Hora esir alınır, ancak gizlice intikamını almayı planlar. Şiddete meyilli savaşçıların ve ritüelci şamanların bu barbar dünyasında, hayatta kalmak ve intikamını almak için bir plan hazırlamalıdır.

Ayrı yaşadığı annesi intihar ederek ölünce Elly (Sarah Grey) yurtdışında hemşire olarak gönüllü olarak çalışmaktan eve dönmek zorunda kalır. Aile evini satmaya ve hayatını tekrar rayına oturtmaya kararlı, annesinin korkunç hayalleri tarafından perili bulur. Suçluluk duygusuyla tüketilen ve hızlı bir kaçış isteyen Elly, komada olan Bayan Ambrose’a (Meg Foster) tecrit edilmiş kabininde bakmak için Alma’dan (Mena Suvari) gelen geçici bakıcı teklifini kabul eder. Ama Alma’nın Elly için hain planları vardır ve çok geçmeden, ailesini nesillerdir rahatsız eden şeytani laneti kaldırmaya kararlı bir cadı avcısı olan Mary Lynn (Alexis Knapp) ile karşı karşıya kalır.Elly, Bayan Ambrose’un siyah sanatlarda bir geçmişi olduğunu ve Elly’nin annesiyle gizemli bir bağlantısı olduğunu keşfeder. Arkadaşı Beth (Sarah Dumont) ile gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken, Elly’nin sahte beyanlarla kulübeye çekildiği çok açık hale geliyor

1930’larda geçen Amsterdam, tanık oldukları cinayetin zanlısı haline gelen ve Amerikan tarihindeki en çirkin entrikalardan birini ortaya çıkaran üç arkadaşı takip ediyor.

Genç bir beyaz çocuk blues’cu olma sevdasıyla efsanevi blues’cu Willie Brown’ı bulur ve ondan kayıp şarkısını bulmak için yardım ister. Bu arada da Willie’nin şeytana sattığı ruhunu geri almak için yenilmesi zor bir gitarist olan Jack Butler’ı (Steve Vai) gitar savaşında yenmesi gerekir. Ancak Willie yerine genç blues sever kahramanımız yarışır ve kazanır.

Banliyöde yaşayan bir genç kız ve küçük erkek kardeşi, ebeveynlerinin histerisiyle hayata geçirilmiş korkunç bir internet şakasını durdurmak zorundadır.

Lise her genç için kabus olabilir ancak durum Tara için daha farklıdır. Üzücü bir aile lanetinin gölgesinde yaşayan Tara, baltalı katil Lizzie Borden’ın soyundan gelmektedir. Tara, ailesinin katledildiğine dair sesler duymaya ve paranoyak görüntüler görmeye başladıktan bir süre sonra, küçük kasabasındaki insanlar saldırıya uğrar ve öldürülür. Tüm kanıtlat Tara’yı işaret etmektedir. Ailesinin geçmişinin pençesine düşmüş olan Tara, bu süreçte hem gerçek hem de hayali olan şeytanlarla ve şok edici bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır.

Bir yazarın New York’ta kendine kurduğu mükemmel hayatı, bir gerçek suç belgeseli yüzünden korkunç lise geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalmasıyla birlikte altüst olur.

İlki 1984 yılında gösterime giren Gremlinler’in devamı niteliğindeki film; şirin, zeki, yaramaz ve tehlikeli yaratık Gizmo’nun etrafında dönen fantastik bir film… Gizmo’ya bakmanın üç kesin kuralı var: sudan uzak durması, gece yarısından sonra beslenmemesi ve parlak ışıktan uzak durması gerekiyor. Bu şirin ve aynı zamanda tehlikeli yaratık genetik araştırmalar için tutulduğu yerde ıslanınca New York’un geleceği tehlikeye girer…

Rand Peltzer, hiçbir icatı olmayan başarısız bir mucittir. Yılbaşında ailesine hediye olarak Gizmo adında şirin küçük bir yaratığı getirir.Sevimli yaratıkla ilgili 3 önemli kural vardır. Geceyarısından sonra yemek verilmemeli, direk güneş ışığına maruz bırakılmamalı ve birkaç damladan fazla su içmemelidir. Bu kurallardan herhangi birine uyulmazsa korkunç sonuçlar beklemektedir.Rand ve oğlu Billy, her kuralı ayrı ayrı çiğnemeyi başarırlar ve başları oldukça derde girer. Artık Gremlin olarak bilinen yırtıcı ve sürekli aç gezinen çok sayıda canavarlarla uğraşmak zorundadırlar.

Üniversiteli üç genç, kız öğrenci yurdunda yapılan bir ayini gözetlerken yakalanırlar ve rehin alınırlar. Rehinlikten kurtulmak için bowling salonundan bir kupa çalmaları gereklidir. Ancak hacılayacakları bu kupa hayatlarını cehenneme çevirecek bir şeytana ev sahipliği yapmaktadır.

Sir Hugo Drax, yörüngede dev bir uzay üssü inşaa eden megalomanyak bir milyarderdir. Amacı, seçtiği sağlıklı ve güzel erkek ve kadınlardan bir grubunu uzay üssüne topladıktan sonra, bir nükleer füze ile dünyayı yoketmek ve üsteki insanlardan yeni bir ırk yaratmaktır.Dünyayı kurtarma görevini bir kez daha alan James Bond’a bu zorlu macerada seksi Amerikalı ajan Holly Goodhead yardımcı olacaktır. Bond’un aşması gereken engeller arasında çelik çeneli kötü düşmanı Jaws da bulunmaktadır.Ian Fleming’in 1955’te yazdığı Moonraker romanından 1979’da sinemaya uyarlanan film, Bernard Lee’nin M rolüyle son kez seride yer aldığı yapımdır.