Londra'da iş aramakta olan Timothy Evans, Gallerli bir işçidir. Eşiyle birlikte yaşayacak yer ararken John Christie’le karşılaşırlar ve dehşet verici bir macera başlar...

Fransız polis müfettişi olan Jacques Clouseau, sıra dışı becerilere sahip, usta bir hırsız ve kadın avcısı olan Sir Charles Litton'ı izlemektedir. Litton, aynı zamanda İnterpol’ün de aradığı bir suçludur. Bir gün, bu hırsız, müfettiş ve dünyaca ünlü Pembe Panter elmasının sahibi Prenses Dala, Alpler’in Cortina D’Ampezzo’daki kayak beldesinde buluşurlar. Litton’ın hem elması hem de prensesi gözüne kestirdiği bu ortamda, entrika ve komedi dolu bir macera başlar. Prenses Dala’nın düzenlediği maskeli balo ise olayları doruğa çıkararak izleyiciyi heyecan dolu bir finale taşır.

Mösyö Ballon’un evinde karmaşık bir olay yaşanır ve bir kişi hayatını kaybeder. Tüm kanıtlar, evin çekici hizmetçisi Maria Gambrelli’yi suçlu gösterse de, olayı çözmesi için görevlendirilen Müfettiş Clouseau, Gambrelli’yi gördüğünde onun masum olduğuna ikna olur ve soruşturmasına başlar. Ancak, Clouseau'nun peşini sakarlıklar, kazalar ve birbirinden tuhaf olaylar hiç bırakmaz.

Fransız özel güvenlik birimi, büyük bir tren yağmalanmasının ardından, hükümetle işbirliği içinde olayları yeniden incelemek, güveni yeniden tesis etmek ve gelecekte benzer suçların önüne geçmek amacıyla bir soruşturma başlatır. Bu görev için Müfettiş Clouseau’yu görevlendiren yetkililer, onun tahmin ettiklerinden çok daha fazla özellik barındırdığını hesaba katmazlar...

Kılıktan kılığa giren Fantomas, sürekli kimlik değiştirdiği için yakalanması imkânsız bir suçludur. Gazeteci Fandor, onunla ilgili uydurma bir röportaj hazırlayınca, Fantomas intikam almaya karar verir ve Fandor’un kılığına girerek bir suç işler. Bu olayı çözmek için çabalayan Komiser Juve ise kısa süre içinde Fantomas’ın kimlik değiştirme yeteneğinin hedefi haline gelir...

Fantômas, küresel çapta bir hakimiyet kurmak amacıyla güçlü bir silahın yapım aşamasında ona yardımcı olması için Profesör Marchand'ı kaçırır. Aynı şekilde Profesör Lefebvre’i de kaçırmayı hedeflemektedir. Gazeteci Fandor, Fantômas'ı tuzağa çekmek için Profesör Lefebvre'in kimliğine bürünerek onu alt etmek için hazır beklemektedir. Komiser olan Juve ise Fantômas’ın izini sürmektedir ve onu durdurmak adına her türlü çabayı göstermeye kararlıdır.

Efsanevi olan Pembe Panter elması, gizemli bir şekilde bir kraliyet müzesinden çalınır. Baş Müfettiş Dreyfus, isteksizce de olsa Clouseau'yu bu durum için göreve çağırmak zorunda kalır. Soygunda akla gelen ilk şüpheli, dönemin en bilindik hırsızlarından birisi olan Sir Charles Litton'dır. Fakat işin ilginç yanı, Litton’ın bu hırsızlıkla hiçbir ilgisi olmamasıdır. Clouseau, kendi eşsiz dedektiflik yöntemleriyle bu gizemi çözmeye kararlıdır.

Gina, Bella ve Dani, Alpha adlı uyuşturucu karteli için çalışan gençlerdir. Ancak, işleri kötüye gitmeye başlayan Alpha, çözümü ekip değişikliğinde bulur. Böylece Url ve Roberto'yu işin başına getirir. Bu gelişen durumlardan rahatsız olan ekip, yeni gelenleri ortadan kaldırınca kendilerini büyük bir belanın içinde bulurlar...

Fantoman, zengin insanlardan hayatları karşılığında para talep ediyordur. Ayrıca Lord Rashley'i de tehdit eder fakat Lord ona hiç para vermeme konusunda kararlıdır. Komiser olan Juve ile gazetecilik yapan Fandor'u İskoçya'da bulunan şatosuna davet edecektir. İsteği Fantoman'ı tuzağa düşürmektir fakat işler planlandığı gibi gitmez...

Baş müfettiş olan Jacques Clouseau, polis şefliği yapan Charles'ın bir akıl hastanesine kapatılmasına sebep olur. Polis şefi daha sonra kaçmanın bir yolunu bulur ve müfettişi öldürmeyi planlar. Gelişen bu sürecin ardından polis şefi farklı düşünüp dünyaya hükmetmek istese de müfettiş bu durumu kontrol altına almak için kendi yöntemlerini kullanacaktır...

Doktorlar, akıl hastanesinde yatmakta olan eski müfettiş Charles Dreyfus'un iyileştiğine hükmederler ve onu serbest bırakma kararı alırlar. Fakat Clouseau'nun ziyarete gelmesinden sonra Charles tekrar çileden çıkar ve bu yüzden doktorlar kararlarından geri adım atarlar. Bu olay üzerine Charles, Clouseau'yu öldürmek için akıl hastanesinden kaçar ve ardından olaylar gelişir...

Truman Capote'nin gerçek olaylara dayanan romanından uyarlanan film, Kansas'ta zengin bir aileyi öldürüp Meksika'ya kaçan iki serserinin hikayesini anlatıyor.

Bir kez daha Pembe Panter’in elması çalınır. Bütün iyi niyetine ve ciddiyetine karşın polis teşkilatındaki en beceriksiz ve en sakar eleman olan Müfettiş Clouseau tekrardan göreve çağrılır. Ancak Müfettiş Clouseau’nun uçağı tam görev yerine giderken kaybolacaktır ve kahramanımızla tüm irtibat kesilecektir...

Ignacio ve Enrique adında iki erkek çocuk, 1960'lı yıllarda İspanya'da bir Katolik okulunda öğrencidirler. Burada geçirdikleri süre boyunca aşkı, korkuyu ve sinemayı keşfederler. Edebiyat öğretmeni ve okul müdürü olan Peder Manolo bu keşiflere hem tanık oluyor ve hem de bir parçası oluyordur... Üç karakter seneler sonra 70'li ve 80'li yıllarda aynı yerde tekrar buluşacak, bu buluşmalar bir kişinin hayatı ya da ölümü açısından önemli olacaktır.

Clouseau hala kayıplardadır. Fransız başkan bu yüzden Clouseau'nun ezeli rakibi olan dengesiz ve aynı zamanda tehlikeli Dreyfus'u onu bulmakla görevlendirir. Buna hiç de istekli olmayan Dreyfus, Clouseau'nun asla bulunmaması için ustaca bir plan yaparak dünyanın en kötü ve New York Polis Teşkilatı'ndaki vasat dedektiflerinden Clifton Sleigh'i işe alır. Ancak çok geçmeden, bu mükemmel plan, onu aptal duruma düşürecek gibi görünmektedir!...

İstanbul'da genç bir kadın kaybolduğunda, genç bir yazar, ilginç bir hikâye bulma umuduyla onun peşine düşer; fakat kısa sürede ciddi tehlikelerle yüzleşmek zorunda kalır...

Prenses Yasemin kaçırılır. Onu bulmak üzere başmüfettiş Dreyfus görevlendirilir. Yaptığı araştırmalar esnasında jandarma Jacques Gambrelli ile karşılaşır. Buradaki kritik detay Gambrelli’nin Jacques Clouseau'nun gayri meşru oğlu olmasıdır.

Mafya tarafından ailesi katledilen küçük Nicky ile hayatı boyunca kendisini yalnızlığa adamış olan Gloria'nın yolları kesişir...