Tecrübeli bir dedektif ile acemi bir sağlık görevlisi, bir seri katili durdurabilmek için kendi geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kalacaklarını keşfederler.

Can, annesi Derya ile birlikte sıradan bir yaşam sürerken, annesinin giderek tuhaflaşan paranormal davranışları hayatlarını altüst eder. Derya, anlamını bilmediği antik dilleri konuşmaya başlamış, anlaşılmaz hareketler sergilemiştir. Bu olayların kendi ruh sağlığını tehdit ettiğini fark eden Can, gerçeği öğrenmek için daha derin bir araştırmaya girişir. Zamanla, yaşananların kökeninin, anneannesi ve büyükbabasının geçmişine, annesinin doğmuş olduğu köye uzandığını keşfeder. Esrarengiz olayların merkezine doğru ilerlerken, Can ve annesi Derya, onlara yardım edebilecek sadece tek bir kişi olduğunu öğreneceklerdir.

Annesinin ani ölümünün ardından, yumuşak huylu ancak kaygılı bir adam, memleketine dönüş yolculuğunda en derin korkularıyla yüzleşmek zorunda kalır. Bu hikaye, annesine ulaşmaya çalışan paranoyak bir adamın macerasını anlatıyor. Kaygı krizleri ve korku ataklarıyla boğuşan Beau, annesini ziyaret etmek üzere çıktığı yolda onu bekleyen karanlık güçlerle ve görünmeyen gözlerle karşı karşıya geliyor. Aynı zamanda iç dünyasının gizemlerini ve annesiyle olan ilişkisini çözmeye çalışıyor. Film, günümüz dünyasının duygusal karmaşasını ve kolektif bilinmezliklerini mercek altına alarak, bir adamın yalnızca kendi yolculuğunu izlerken her adımda korku ile mizahı ustaca harmanlıyor.

Psikolojik gerilim türünde olan film, oldukça yalın bir açılışla izleyiciyi karşılıyor. Film, sürekli ensesini kaşımasına sebep olan gizemli bir rahatsızlıkla mücadele eden bir motivasyon konuşmacısının hikâyesini anlatıyor.

Rohan ve Josh, ebeveynlerini bir araya getirmek üzere kırsalda mükemmel bir tatil organize eder. Ancak, geleneksel değerlere sıkı sıkıya bağlı Sharon ve Frank ile daha özgür bir yaşam tarzını benimseyen Liddy ve Cliff arasında gerginlik hızla yükselir. Tüm bu gerilim yetmezmiş gibi, kaldıkları evin 400 yıllık bir poltergeist tarafından musallat olunduğunu keşfetmeleriyle durum tam anlamıyla kontrolden çıkar.

Yirmili yaşlarında olan genç kadın Kristen, çılgın bir partinin sonrasında etrafı toparlarken, erkek arkadaşının yardımını almak için telefonuna sarılır. Ancak tüm aramalarına rağmen ondan hiçbir yanıt alamaz. Tam bu sırada yabancı bir numaradan gelen bir çağrı, ona dışarı çıkmasını söyler. Bu gizemli kişi, Kristen hakkında sandığından çok daha fazlasını bilmektedir. İlk kan damladığında, genç kadın kimin ve neden peşinde olduğunu hemen anlamak zorundadır; aksi halde iş işten geçmiş olacaktır.

Dan ve Joy evlilik yıldönümlerini kutlamak için plan yaparlar. O gece, arkadaşları Anna'dan çocuklarına bakıcılık yapmasını istemeye karar verirler. Çok ilginç birine benzeyen Anna, sonraki bir saat içinde bu aileye inanılmaz şeyler yapmaya başlar. En büyük çocukları Jacob, Anna'nın kimliğini kontrol ettiğinde, Emery adında başka bir kadın olduğunu keşfeder ve gergin anlar başlar.

Filmin konusu, zombilerin hakim olduğu karanlık bir kıyamet sonrası dünyasında geçiyor. Zekası ve yetenekleriyle hayatta kalmaya çalışan genç bir kız ile onun sadık koruyucusu, yaşam mücadelesi verirken korkunç tehditlerle yüzleşmek, cesaretlerini sınamak ve umutlarına tutunmak zorunda kalıyorlar.

Zeki ancak asosyal bir değişim öğrencisi, popüler olma arzusunu akılalmaz bir noktaya taşır...

Miles Teller ve Anya Taylor-Joy, gizli bir vadide karşılıklı gözetleme kulelerinde görev yapan, biri Amerikalı diğeri Litvanyalı iki elit keskin nişancıyı canlandırıyor. Bulundukları yerin tam konumunu kendileri bile bilmemektedir. Görevleri, vadinin içinde saklı olan ve doğası bilinmeyen gizemli tehditlere karşı dış dünyayı korumaktır. Ancak görünmez bir düşmana karşı tetikte kalmaya çalışırken birbirlerine yaklaşan ikili, insanlığı bekleyen felaketi öğrendiklerinde, zaman tükenmeden geçitteki sırrı korumak için hem bedenlerini hem de zihinlerini sınamak zorunda kalacaktır...

Bir şefin sakin yaşamı, ansızın çınlayan bir çan sesiyle altüst olur. O sesin ardından içini kaplayan ve giderek büyüyen bir korku duygusuyla hayatı köklü bir şekilde değişir...

Varlık, banliyöde yeni bir eve taşınan bir ailenin hikayesini anlatıyor. Yeni yaşamlarına uyum sağlamaya çalışan aile, kısa sürede evlerinde yalnız olmadıklarını fark eder. Karşı karşıya kaldıkları bu gizemli durum, onları tedirgin edici ve korku dolu olan anların içerisine sürükler.

Bir belgesel yapımcısı, gizemli bir hayırseverin izini sürerken, kasabanın derinlerinde saklı olan esrarengiz bir kötülüğü gün yüzüne çıkarır.

Acımasız bir okul müdürünün karısı, kocasının metresiyle birlikte hareket edip onu öldürür. Ancak cesedin bir şekilde esrarengiz bir şekilde kaybolması, olayın ardında daha büyük bir gizem olduğunu ortaya koyar ve gerilim iyice tırmanır...

Beklenmedik bir aile trajedisinden sonra Deetz ailesinin üç nesli Winter River'da bulunan evlerine geri dönerler. Hâlâ Betertböcek'in peşinde olan Lydia'nın yaşamı, asi kızı Astrid'in tavan arasında bulunan esrarengiz kasaba maketini keşfetmesiyle altüst olur ve öbür dünyanın kapısı aniden açılır. Her iki âlemde de sorunlar ortaya çıkarken, birisinin Beterböcek'in ismini üç kez söylemesi ve iblisin geri dönüp ortalığı kasıp kavurması an meselesidir...

Blake, San Francisco’da yaşayan, işine bağlı bir adamdır. Ancak babasının gizemli şekilde ortadan kaybolup öldüğünün sanılmasının ardından, ona miras kalan Oregon kırsalındaki ücra çocukluk evine gitmeye karar verir. Evliliği yıpranan eşi Charlotte’u ve küçük kızları Ginger’ı da yanına alarak, şehrin kaosundan uzak bir kaçamak yapmaya ikna eder. Fakat aile gece yarısı çiftlik evine vardığında, görünmeyen bir yaratığın saldırısına uğrar. Panik içinde kaçarak kendilerini eve atar ve barikat kurarlar. Ancak gece ilerledikçe korkunç bir şey olur. Blake’in davranışları giderek tuhaflaşmaya başlar. Karanlığın içinde şekil değiştiren bir kâbus gibi, Blake tanınmaz bir şeye dönüşmektedir. Charlotte, dehşetle fark eder ki asıl tehlike belki de dışarıdaki yaratık değil, kendi evlerinin içindedir…

Smith ailesi, İsveç'in küçük adası Svalta’da tatil yapmayı heyecanla beklemektedir. Ancak, özellikle Karantan festivali sırasında adadan uzak durmaları konusunda anakaralıların yaptığı uyarılara kulak asmazlar. Biraz uzaklaşmaya ihtiyaç duyan aile, inatla feribota binerek adaya ulaşır. Ancak, ada sakinlerinin soğuk ve tehditkâr tavırları, büyük bir olayın yaklaştığını düşündürmektedir. Peki, burada bir tarikat mı faaliyet göstermektedir, yoksa bir kurban mı hazırlanıyordur?

Montreal’de, sabahın erken saatlerinde bir duruşma salonunun önünde toplanan iki genç kadın, kurbanlarını öldürürken cinayetlerini filme alan bir seri katilin duruşmasını saplantılı bir şekilde takip eder. “Rosemont Şeytanı” olarak bilinen bu katilin son kurbanlarından birine ait kayıp videoyu ele geçirmek için her yolu denerler.