Mahmut Tuncer, mahallelerinde herkesin severek saygı duyduğu neşeli bir bakkalı canlandırmaktadır. Film, bakkalın başından geçen günlük olaylar üzerinden mizahi bir dille mahalle dayanışmasını, kültürünü ve esnaf-müşteri ilişkilerini anlatıyor. Tuncer’in samimi tavırları ve doğaçlama yeteneği, karaktere doğallık katar. Olaylar, mahalleye bir süpermarket zincirinin açılmasıyla içinden çıkılmaz bir hal alır. Mahallenin sakinleri, çok sevdikleri bakkallarını korumak amacıyla bir araya geldiklerinde, izleyicilere güldürürken aynı zamanda düşündüren mesajlar vermekte. Film, nostaljik dokusuyla ve samimi oyunculuklarıyla unutulmaz bir izlenim bırakıyor.

Ölümcül bir nükleer sızıntısının yaşandığı 1993 Cadılar Bayramı'ndan 2 sene sonra, tarihi bir köyde canlandırma çalışmaları yapan personeller, intikam peşinde olan cani bir balkabağının yaptığı saldırılardan kurtulmak için beraber çalışmalıdır...

Marsilya'da yaşayan 60 yaşındaki Rosa, fedakarlık duygusuyla hayatını ailesine ve siyasete adamıştır. Herkes onun sarsılmaz biri olduğuna inanıyordur. Özellikle de Fransız Sosyalist Partisi'nin birliğini kapatabilecek tek kişi Rosa olduğundan. Ta ki Henri'ye gönlünü kaptıracağı güne kadar…

Çocukluktan beri yakın arkadaşlar olan Ginny, Nora ve Mary, yaz tatillerini yatılı kampta birlikte geçirirler. Aradan 50 sene geçmiştir ve hayatları düşündükleri gibi değildir fakat bir şey açıktır: Ginny, Nora ve Mary'nin birbirlerine ihtiyaçları vardır ve bir yaz kampında karşılaştıklarında bunun nedenini hatırlarlar...

Bir buzulun kazısı esnasında oradaki bir arkeolog, bulunan kalıntıların yapısının, rüyasında gördüğü yeşim kolyeye benzediğini keşfeder. Daha sonra o ve ekibi buzullara doğru derin bir yolculuğa çıkarlar...

Sadece çizerek her şeye hayat verebilen bir maceracı olan Harold büyür ve kitabının sayfalarından çıkarak gerçek dünyaya adım atar. Bu değişiklik onun gerçek hayata dair öğrenmesi gereken çok şey olduğunu fark etmesini sağlarken, mor tebeşirinin bunu düşündüğünden daha eğlenceli hale getirebilecek etkiye sahip olduğunu ortaya çıkarır. Sınırsız hayal dünyasının gücü yanlış ellere geçtiğinde, Harold ve arkadaşları gerçek dünya ile kendi dünyalarını kurtarmak için tüm güçlerini kullanmak zorunda kalacaklardır...

Film, karısının çocuğunu alarak onu terk etmesiyle hayattan umudu kalmayan Komiser Haluk'un bir suç çetesini çökertebilmek için yaptığı zorlu mücadeleyi anlatıyor.

Sessiz ve huzurlu bir yaşamın rahatlığına alışkın olan Baby, hayatının bir anda değişmesiyle şok olur. Hayatını kendi işiyle meşgul eden, oğlu Sibi ile vakit geçiren ve bir yandan da arkadaşının çiftliğiyle ilgilenen Baby, oğlunun kimseye danışmadan bir karar vermesinden sonra kendini beklenmedik olayların içinde bulur.

Henüz 11 yaşında iken bir ruh çağırma seansında gelecekte evleneceği adamın ismini gören Faith, senelerce rüyalarındaki erkeği ve ideal aşkı bekler. Ancak, 15 yıl sonra beklemekten yorularak bir doktorla evlenmeye karar verir. Düğünden bir gün önce damadın arkadaşlarından birisinin, senelerdir beklediği adamın ismini taşıdığını öğrenince bütün planları değişir ve kendini İtalya’ya giden bir yolculuğun eşiğinde bulur; çünkü aradığı adam İtalya’dadır..

Fransız polis müfettişi olan Jacques Clouseau, sıra dışı becerilere sahip, usta bir hırsız ve kadın avcısı olan Sir Charles Litton'ı izlemektedir. Litton, aynı zamanda İnterpol’ün de aradığı bir suçludur. Bir gün, bu hırsız, müfettiş ve dünyaca ünlü Pembe Panter elmasının sahibi Prenses Dala, Alpler’in Cortina D’Ampezzo’daki kayak beldesinde buluşurlar. Litton’ın hem elması hem de prensesi gözüne kestirdiği bu ortamda, entrika ve komedi dolu bir macera başlar. Prenses Dala’nın düzenlediği maskeli balo ise olayları doruğa çıkararak izleyiciyi heyecan dolu bir finale taşır.

Mösyö Ballon’un evinde karmaşık bir olay yaşanır ve bir kişi hayatını kaybeder. Tüm kanıtlar, evin çekici hizmetçisi Maria Gambrelli’yi suçlu gösterse de, olayı çözmesi için görevlendirilen Müfettiş Clouseau, Gambrelli’yi gördüğünde onun masum olduğuna ikna olur ve soruşturmasına başlar. Ancak, Clouseau'nun peşini sakarlıklar, kazalar ve birbirinden tuhaf olaylar hiç bırakmaz.

Fransız özel güvenlik birimi, büyük bir tren yağmalanmasının ardından, hükümetle işbirliği içinde olayları yeniden incelemek, güveni yeniden tesis etmek ve gelecekte benzer suçların önüne geçmek amacıyla bir soruşturma başlatır. Bu görev için Müfettiş Clouseau’yu görevlendiren yetkililer, onun tahmin ettiklerinden çok daha fazla özellik barındırdığını hesaba katmazlar...

Kılıktan kılığa giren Fantomas, sürekli kimlik değiştirdiği için yakalanması imkânsız bir suçludur. Gazeteci Fandor, onunla ilgili uydurma bir röportaj hazırlayınca, Fantomas intikam almaya karar verir ve Fandor’un kılığına girerek bir suç işler. Bu olayı çözmek için çabalayan Komiser Juve ise kısa süre içinde Fantomas’ın kimlik değiştirme yeteneğinin hedefi haline gelir...

Hiçbir işte başarılı olamayan, niteliksiz ve tembel Larry’nin hayatı, çalışmaya başladığı yeni iş yerinde patronuna aşık olmasıyla bambaşka bir yola sapar...

Bir gazetede muhabirlik yapan Gökhan, iyi bir haber hazırlamak amacıyla İstanbul’dan çıkıp Güneybatı Anadolu’ya doğru yola koyulur. Fakat, ıssız bir yerde arabası bozulur ve telefonu arıza yapar. Saatlerce yardım beklese de kimse gelmez. Bir süre sonra ansızın oradan geçen bir adam olan ‘Bulut Avcısı’ lakaplı Barış ile yolları kesişir. Film, Gökhan ve Barış’ın birlikte yaşadıkları ilginç olayları konu alıyor...

Fantômas, küresel çapta bir hakimiyet kurmak amacıyla güçlü bir silahın yapım aşamasında ona yardımcı olması için Profesör Marchand'ı kaçırır. Aynı şekilde Profesör Lefebvre’i de kaçırmayı hedeflemektedir. Gazeteci Fandor, Fantômas'ı tuzağa çekmek için Profesör Lefebvre'in kimliğine bürünerek onu alt etmek için hazır beklemektedir. Komiser olan Juve ise Fantômas’ın izini sürmektedir ve onu durdurmak adına her türlü çabayı göstermeye kararlıdır.

Efsanevi olan Pembe Panter elması, gizemli bir şekilde bir kraliyet müzesinden çalınır. Baş Müfettiş Dreyfus, isteksizce de olsa Clouseau'yu bu durum için göreve çağırmak zorunda kalır. Soygunda akla gelen ilk şüpheli, dönemin en bilindik hırsızlarından birisi olan Sir Charles Litton'dır. Fakat işin ilginç yanı, Litton’ın bu hırsızlıkla hiçbir ilgisi olmamasıdır. Clouseau, kendi eşsiz dedektiflik yöntemleriyle bu gizemi çözmeye kararlıdır.

Fantoman, zengin insanlardan hayatları karşılığında para talep ediyordur. Ayrıca Lord Rashley'i de tehdit eder fakat Lord ona hiç para vermeme konusunda kararlıdır. Komiser olan Juve ile gazetecilik yapan Fandor'u İskoçya'da bulunan şatosuna davet edecektir. İsteği Fantoman'ı tuzağa düşürmektir fakat işler planlandığı gibi gitmez...