Rohan ve Josh, ebeveynlerini bir araya getirmek üzere kırsalda mükemmel bir tatil organize eder. Ancak, geleneksel değerlere sıkı sıkıya bağlı Sharon ve Frank ile daha özgür bir yaşam tarzını benimseyen Liddy ve Cliff arasında gerginlik hızla yükselir. Tüm bu gerilim yetmezmiş gibi, kaldıkları evin 400 yıllık bir poltergeist tarafından musallat olunduğunu keşfetmeleriyle durum tam anlamıyla kontrolden çıkar.

Skip ve Harry, bir bankanın tanıtımını yapmak için işleri gereği kuş kostümleri giymiş halde dans ediyorlardır. Ancak bir gün, aynı kostümleri giyen soyguncular bankayı hedef alınca, hayatları bir anda altüst olur.

Üstün kimya bilgisine sahip Elmo McElroy, değeri 20 milyon doları bulan devrim niteliğindeki bir uyuşturucunun yaratıcısıdır. Los Angeles’ta laboratuvarını büyük bir patlamayla yok eden McElroy, formülünü satmak için Liverpool’a gitmeye karar verir. Peşindeki suikastçılardan kaçarken, yasalardan bir adım önde olmaya çalışır ve kendisinden çok farklı bir karaktere sahip küçük çaplı bir gangsterle iş birliği yapmak zorunda kalır. Bu tehlikeli yolculuk, unutulmaz bir maceraya dönüşecektir.

"Sanal Ülke" adlı hikaye, 1990'ların alternatif bir versiyonunda, robotların başlattığı isyanla başlar. Erkek kardeşini bulma arzusuyla Amerika’nın Batı Yakası'na doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkan genç kıza, çizgi film karakterinden ilhamla tasarlanmış bir robot ile kaçakçı ve onun neşeli robot yardımcısı eşlik eder.

Eski sınıf arkadaşları, mezuniyet buluşmaları sırasında karın ortasında mahsur kalırlar ve işlenmiş eski bir cinayetin sırlarını açığa çıkarmak için bir araya gelirler. Katili bulmak artık onların tek hedefidir.

"Fight or Flight", özel bir izinle göreve çıkan ancak normalde uçuş yasağı listesinde yer alan bir paralı askerin hikâyesini anlatıyor. Değerli bir hedefi ele geçirmek için çıkmış olduğu bu son görev, onun kendisini tahmin bile edemeyeceği kadar zorlu bir durumun içinde bulmasına neden olur.

"Şımarık" filminde Kerem Bürsin, Mete karakteriyle izleyici karşısına çıkıyor. Zengin bir babanın şımarık ve sorumsuz oğlu olan Mete, sürekli taşkınlıklar yapmaktadır. Ancak babası, onu olağan dışı bir ceza ile karşı karşıya bırakır. Bu ceza, Mete’yi bir anda 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda, hayali bir köyde bir seyis olarak yaşamaya mecbur bırakır. Erkan Kolçak Köstendil, bu sıra dışı zaman yolculuğunun arkasındaki kişi Sami’yi canlandırırken, Melis Sezen, Mete'nin köyde karşılaştığı ve hayatını kökten değiştiren Asena karakterini canlandırıyor. "Şımarık", günümüz ile geçmişi iç içe geçirerek izleyicilere benzersiz bir deneyim vaat ediyor.

Cannes Film Festivali’nin en ilgi çekici yapımlarından birisi olarak karşımıza çıkan Emilia Pérez, müziğin ve dansın büyüleyici atmosferinde, suç dünyasının karanlık yüzüyle, melodramın derin hisleriyle ve pembe dizilerin eğlenceli ruhuyla harmanlanmış bir yolculuğa çıkarıyor. Bu özgün ve cesur müzikal polisiye, adaletin peşinden gitmek yerine suçluları aklamayı hedefleyen bir avukat olan Rita’nın hikayesini merkezine alıyor. Büyük bir hukuk firmasında çalışan ancak emeğinin karşılığını göremeyen Rita, kendine bir çıkış yolu ararken, Meksika’nın en güçlü kartellerinden birinin lideri Manitas ile karşılaşır. Manitas, yıllardır tasarladığı bir plan çerçevesinde, kimliğini tamamen değiştirmek için Rita’nın yardımını ister ve gizlice bir cinsiyet uyum operasyonu geçirmeyi amaçlar. Kefalet, ihanet, aile bağları, kabul ve adaletsizlik gibi güçlü temaları ustalıkla işleyen Emilia Pérez, etkileyici müzikleri ve çarpıcı koreografileriyle dikkat çekiyor. Film, Cannes Film Festivali'nde dört başrol oyuncusuna en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırarak ana yarışmada birden fazla ödül kazanan nadir yapımlardan biri olmayı başardı. Üstelik Fransa’nın Oscar adayı olarak uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.

Bu yapım, 20'li yaşlardaki bir grup gencin, peş peşe gelen doğal afetlerin ortasında hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. Göktaşı çarpması, kasırga ve depremlerle sarsılan şehirde gençler, yaşanan felaketleri durdurabilmek için gizemli olayların izini sürmek zorundadır.

Bekâr ve aşk hayatında pek umudu kalmamış olan Pia, en yakın arkadaşı Jay ile birlikte Londra'da başarısız bir fotoğraf stüdyosu işletmektedir. Kız kardeşi Sonal evlilik hazırlıkları yaparken, annesi Laxmi sürekli olarak Pia'ya uygun bir eş bulması için baskı yapmaktadır. Bir gün, ruhsal bir guru, Pia'nın gelecek beş randevusundan birinin hayatının aşkı olacağını söyler. Ailesinin de etkisiyle, Pia aşkı bulmak için hem komik hem de samimi bir maceraya atılmak zorunda kalır.

En yakın arkadaşlar ve aynı zamanda ev arkadaşları olan Dreux ve Alyssa, Alyssa'nın erkek arkadaşının kira paralarını harcadığını öğrenirler. Bu durum, evden tahliye edilmemek ve belki de dostluklarını korumak amacıyla yaptıkları eğlenceli bir maceraya atılmalarına neden olur. Zamanla yarışarak, birlikte çözüm arayışına girerler.

İtalya'nın büyüleyici atmosferinde, başarılı iş insanı Eric, hayalperest kızı Olivia'nın harap haldeki bir villayı restore etmesine mani olmak için yola çıkar. Ancak, onu sürprizlerle dolu, romantizmin ve sihrin hüküm sürdüğü bir serüven beklemektedir…

Stockholm’lü olan Hanna ve Samuel’in romantik komedisinde, çiftin samimi ve mütevazı kır düğünü planları, aileleri ve dostlarının müdahaleleriyle altüst olur. Hanna nikâhtan kaçar, büyük bir kavga patlak verir ve bu düzensizliğin içinden, onları daha mutlu bir geleceğe taşıyacak yeni bir başlangıç doğar...

Sıradan biri olarak görünen "Mouse", bir gün polis tarafından yakalanır. Serbest kalabilmek için gizli bir görevi kabul eder ve bir uyuşturucu çetesine sızarak sahte bir anlaşma gerçekleştirir. Ancak her şey planlandığı gibi gitmez; beklenmedik olayların zinciri başlar...

Bazen mutluluk, beklemediğimiz bir anda kapımızı çalarak hayatımıza taze, ışıl ışıl bir ikinci bahar getirir; bunun yaşla hiç ilgisi yoktur. Tahran'da yetmiş yaşında, kocasını kaybetmiş ve kızı Avrupa'ya taşınmış olan Mahin, tek başına yaşamaktadır. Fakat bir öğleden sonra çay içmek için evden çıktığında, alıştığı yalnızlık yerini bambaşka duygulara bırakır ve kalbinde yeniden aşka dair filizler yeşermeye başlar...

Kapadokya’nın eşsiz manzaraları fonunda ilerleyen bu filmde, Meksika Açmazı ekibi, farklı nedenlerle bu büyüleyici bölgeye gelir. Beklenmedik bir iş teklifini kabul etmeleriyle birlikte, kendilerini ardı arkası kesilmeyen komik olayların içinde bulurlar. Bu süreçte, ekip üyeleri birbirleriyle olan ilişkilerini sorgularken, dostluk, aşk, kıskançlık ve para gibi unsurlar karşısında çeşitli açmazlarla yüzleşirler. Ancak, yaşadıkları tüm zorlukları her zamanki neşeleri ve mizah anlayışlarıyla aşmaya çalışırlar. Ekip içindeki çatışmalar ve farklı tepkiler, izleyiciye "Ben olsaydım nasıl davranırdım?" sorusunu düşündürerek kahkaha dolu anlar yaşatır.

Kariyerinin sonlarına yaklaşmaya başlayan bir kiralık katil, The Company’nin tekrardan göreve çağırmasıyla içindeki eski heyecan alevlenir. Bu kez, genç ve yetenekli bir Z kuşağı suikastçısı olan Wihlborg’u eğitme görevini üstlenerek, kendisini ve mesleğini yeniden keşfetmeye başlar.

"Gerçeklik gerçektir. Nokta." diyor filmde bulunan karakterlerden biri. Fakat bu ifade, film süresince izleyiciyi yanıltıcı bir hisse sürüklüyor, çünkü yapım, gerçek ile kurgu arasındaki sınırları ustaca bulanıklaştırıyor. Cannes Film Festivali’nin açılışında seyirciyle buluşan İkinci Perde, ilk bakışta klasik bir olay örgüsü izlenimi veriyor: Florence, büyük bir aşkla bağlı olduğu David’i babası Guillaume ile tanıştırmak istiyor. Ancak David, Florence’a karşı hissetmediği duyguların baskısıyla onu geride bırakıp arkadaşları Willy’ye yönelmeyi tercih ediyor. Issız bir restoranda bir araya gelen bu dört karakter, aslında sıradan bir romantik komedinin parçaları gibi görünüyor. İkinci Perde, sinema büyüsünün solmaya başladığı günlerde, yapay zeka ve politik doğruculuk gibi kavramları ele alan esprili ve düşündürücü diyaloglarıyla dikkat çekiyor. Film, beklenmedik mizahi anlarla izleyicisini şaşırtan bir yapım olarak öne çıkıyor.