19. yüzyıl başlarında Yeni Zelanda’daki bir sömürge kasabasına gelen Munro, kendini Maori kabileleri arasındaki uzun süredir devam eden bir çatışmanın tam ortasında bulur.

Polisle iş birliği yapmaya zorlanan bir genç, suçluların arasına bir muhbir olarak gizlice yerleştirilir.

Ahmet, idealleri uğruna yaşayan bir yönetmendir. Ancak kendini, çekmek istediği Dostoyevski’nin Suç ve Ceza uyarlamasına, hayatına ve sevgilisi Serap’a karşı kayıtsız hissetmektedir. Bu sırada, asistanı Elif filmin hazırlıklarını sürdürmekte ve Raskolnikov karakteri için uygun oyuncuyu aramaktadır.

Faslı genç yönetmen Asmae El Moudir, ailesinin geçmişindeki devasa sırlarla yüzleşmeye karar verir. Çocukluğuna ait sadece bir fotoğraf vardır ve ancak o fotoğraftaki kız kendisi değildir. Kazablanka’da büyüdüğü mahallenin el yapımı bir maketini hazırlayarak annesinin, babasının ve büyükannesinin hikâyelerini sorgulamaya başlar. Ancak, ortaya çıkan gerçek, onun beklediğinden çok daha zorlu olacaktır.

Tuaf, yaramaz Violet ile onun güzel ablası Savannah, İtalya'da yaşamını sürdüren Amerikalı bir çiftin çocuklarıdır. Savannah, popüler bir moda tasarımcısı için bir model olarak seçmelere girme şansı yakaladığında, Violet bu durumun tam anlamıyla farkına varamaz. Aile, çok büyük bir villaya beraber seyahat eder ve orada Savannah, İtalya'daki bir sonraki süper model olabilmek için harika genç kızların oluşturduğu bir kadronun arasından seçilir. Kendisini ihmal edilmiş ve bir anda görünmez hissetmeye başlayan Violet, onu bir keşif görevine gönderen esrarengiz bir kadınla tanışacağı yakınlarda bulunan bir ormana gider. Violet orada kendisini gelecekte nelerin yaşanabileceğini gördüğü paralel bir dünyaya götürecek bir zaman portalını bulur. Fakat bu, çocukluktan yetişkinliğe geçiş gibi artık geri dönüşü olmayan bir süreç olabilir...

Bir morg teknisyeni bir kız bebeğin cesedini hayata döndürmeyi başarır. Fakat kızın nefes alabilmesini sağlamak için hamile olan kadınlardan biyolojik materyal toplaması gerekiyordur. Kızın hemşire olan annesi, çocuğunun hâlâ hayatta olduğunu anlayınca ikisi de geri dönüşü olmayan karanlık bir yolculuğa girerler.

Genç moda tasarımcısı olan Hannah dışarıdan iyi görünüyor olsada içten içe kendinden şüphe duymakla mücadele ediyordur. Çok zaman geçmeden içindeki bu gömülü duygular Hannah'yı hasta olma derecesine getirir. Hannah'nın sağlığı git gide kötüleştikçe bu uzantı güçlenir ve onun korkularını büyütmeye başlar. İşteki yeteneksizliği, erkek arkadaşı ve en yakın arkadaşıyla kötüleşen ilişkisi, ebeveynlerinin anlayış ve sevgi eksikliği gibi bir çok şey. Hannah için bu durum hat safaya ulaştığında ise şok edici bir şey keşfeder. Onun gibi başkaları da vardır.

Film, Napolyon'un köklerine inerek İmparator'a kişisel bir bakış açısı sunuyor. Olaylara, eşi ve gerçek aşkı ile bağımlılık yapan ve sık sık değişen ilişkisi açısından bakacaktır. Filmin amacı Napolyon'un ünlü savaşlarını, hırslarını ve stratejik zekasını anlatmak olsa da, Josephine ile olan aşk öyküsü, bu büyük liderin tarzı kadar önemlidir.

Büyümenin kesin bir yolu var mı? Hele de bu erkek egemen dünyada, kızların kendi hallerinde var olabilmesi mümkün mü? Himalayalar'da bulunan katı bir yatılı okulda eğitim gören Mira, romantizmi ve arzuyu keşfeder. Fakat, içindeki isyankar ve cinsel duygular, hala yetişkinliğe geçişini kabullenmeyen annesi tarafından engellenir. Mira'nın en güzel zamanları, annesi yüzünden elinden alınmıştır. Anne ile kız arasındaki gerilim her geçen gün artar. Shuchi Talati, ilk uzun metrajlı filminde, karmaşık bir anne-kız ilişkisini ve ergenliğin getirdiği tüm çelişkilerle birlikte kimlik arayışını derinlemesine işler.

Film, iki asker kardeşin yollarının ayrılmasının ardından, düşman tarafına geçmeleriyle gelişen hikâyeyi ve sonunda yollarının yeniden kesişmesini konu alıyor...

Yetim hale düştüklerinde, ikiz kardeşinden zorla koparılan melankolik bir uyumsuz, şansızlıkların ve günlük hayatın karmaşasının ortasında, kendi içindeki özgüveni bulmayı öğrenir...

Martin ailesi, ev işlerine yardımcı olması için bir robot satın alır. "Andrew" adını verdikleri bu robot, sıradan makinelerden farklıdır. Andrew, duygu ve düşüncelere sahip bir yapay zekâ örneğidir ve bu durum ailenin hayatını tamamen değiştirir.

İkinci Dünya Savaşı’nın eşiğine gelmişken, Norveçli bir genç adam, Nazilere karşı direnişiyle hem kendi hayatını hem de ülkesinin kaderini değiştirecek bir yolculuğa çıkar.

Asi bir genç olan Rachel, son yaptığı araba kazasından sonra annesi Lilly tarafından Idaho’daki büyükannesine götürülür. Kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan büyükanne Georgia, Rachel’ın öfkesinin ardındaki nedenleri anlamaya çalışır. Bu süreçte üç nesil kadın, gömülü sırlarını keşfederek birbirlerine sıkıca bağlanır.

Amerikalı yazar Helen Hanff, Londra’daki bir kitapçıya nadir bulunan* İngiliz klasikleri için mektup yazar. Frank Doel ile başlayan bu yazışma, iki kıtayı aşan 20 yıllık bir dostluğa dönüşür. Bu mektuplar, ikilinin hayatlarına dair detaylı bir hikâye sunar.

Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan bu dramatik hikâye, Ben Carson’ın tıp eğitimi almak ve Johns Hopkins Hastanesinde hayat kurtaran bir cerrah olmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Hapiste geçirdiği 10 yılın ardından serbest kalan Yusuf, ablasını görmek için İzmir’e gelir. Ancak, kalacak bir otel bulduğunda tuhaf bir aile ile kesişir. Bu karşılaşma, Yusuf’un hayatında yeni bir dönemi başlatır.

Zagor, iki polisin öldürülmesinden dolayı tutuklanır. Bu süreçte, Bekir’in üçüncü sınıf otel odalarında Uğur’un izini sürmesiyle başlayan üç kişi arasındaki tuhaf bir aşk hikâyesi, acı, yoksulluk ve kötülüğün içinde olduğu bir şekilde ilerler.