Mert, otuzlu yaşlarındadır fakat hala olgunlaşamamıştır. Babasının vefatı üzerine onun cenazesi için memleketine geri döner. 3 gün boyunca sıkıntılardan kaçarak trajikomik olaylar yaşamasının ardından yaşamındaki sorunlarla yüzleşmeye mecbur kalarak büyük ve ani bir dönüşümden geçer.

Daha iyi bir hayat umuduyla Bogotá'ya taşınmış olan genç bir Koreli, Kolombiya’nın yasadışı ticaret dünyasında yükselirken başarıya ulaşmak için büyük tehlikeleri göze alır.

Chicago'nun ünlü mekanlarından birinde içkilerini yudumladıktan sonra, Danny Martin ve Debbie Sullivan gecenin devamını Danny’nin evinde getirmeye karar verir. Planlanan, tek gecelik, ateşli ve sıradan bir birliktelikti. Ancak beklenmedik bir şekilde, birbirlerini tekrar görme isteği duyduklarını fark ederler. Bu durum, Danny’nin en yakın arkadaşını çileden çıkarırken, Debbie’nin ev arkadaşını da şaşkına çevirir. Onları ayırmak adına ellerinden geleni yaparken, Danny ve Debbie aynı evde yaşamaya başlar. Birlikte yaşamanın kolaylığını keşfetseler de, "Seni seviyorum" demenin ne kadar zor olduğunu anlamaları uzun sürmez...

Gerçek olaylardan ilham alan hikâyede, Nazi işgali altındaki Doğu Avrupa ormanlarında hayatta kalmaya çalışan bir Yahudi çocuğunun olağanüstü mücadelesi anlatılıyor. Maxwell Smart’ın yaşadıklarından esinlenerek kaleme alınan bu yapım, unutulmaz bir hayatta kalma öyküsünü gözler önüne seriyor...

Sing Sing hapishanesinde haksız yere mahkum edilen Divine G, burada kendine yeni bir amaç bulur. Diğer mahkumlarla birlikte bir tiyatro grubuna katılarak sahneler yaratmaya başlarlar. "Olmak ya da olmamak" kavramı, onların dünyasında "yeniden insan olabilmek" anlamına gelir. Roller ve gerçeklik iç içe geçerken, hakikat bulanıklaşır...

1950’lerin başlarında geçen öyküde, henüz 15 yaşında olan ve yetimhanede hamile kalan Cecilia’nın hikâyesi anlatılıyor. Hamileliği gizlemek amacıyla, ömür boyu ona eşlik eden hizmetçisi Alma ile birlikte, çocuğunu evlat edinmek isteyen Ida’nın yaşadığı izole malikaneye gönderilir. Burada, üç kadın arasında yalnızlıklarını ve arzularını sarmalayan eşsiz bir bağ oluşur. Ancak bebeğin gelişi, kurdukları bu dengeli hayatı altüst edecek ve beklenmedik sorunları beraberinde getirecektir...

Genç Maja, 17 yaşında, kendi isteği dışında balıkçı Janne ile evlenerek Stormskäret’in yalnız topraklarına taşınır. Bu ıssız yerde, yalnızca onların evi bulunmaktadır. Janne denize açıldığında, Maja hem kendi başının çaresine bakmak hem de ailesini ayakta tutmak zorundadır. Zorluklarla ve beklenmedik olaylarla dolu yeni yaşamına alışmak için mücadele eder...

Lainy'nin evlenip bir aile kurma hayalleri altüst olunca, hamileymiş gibi davranmaya karar verir. Bir yalan söyler ve bu yalan, hayalini kurduğu adamla tesadüfen karşılaşıp aşık olmasına neden olur.

Sevim, 55 yaşlarında ve uzun yıllardır Ayten’in evine gündelikçi olarak gitmektedir. Ayten ise 75 yaşında olup evinde düzeni sağlayan kişidir. Lena, 25 yaşlarında ve Ayten’in bakıcısıdır. Lena, Ayten’in evinde yatılı kalmaktadır. Sevim, Lena’nın bu işte çalışmaya başlamasına vesile olmuştur ve dolayısıyla Lena üzerinde belirgin bir etkisi vardır. Fakat bir gün Lena, Ayten’in evinde geçirdiği bir kaza sonucunda sigortası da olmadığından Ayten’e karşı dava açar. Ayten ve oğlu Ergin, Sevim’den, yıllardır evlerinde gündelikçi olarak çalışan bu kadının davadan vazgeçmesini sağlamasını isterler. Sevim, başta Lena’nın sorununu Aytenler lehine çözmeye odaklanmışken, işler beklediği gibi gitmez ve çelişkilerle dolu bir duruma sürüklenir. Sonunda, Sevim bu süreçte bir çıkmaza girer...

10 yıl önce boşanmış olan Idris ve Patricia yeniden karşılaşır. Bu tesadüf, onların hayatında yepyeni bir başlangıcın habercisidir...

Zengin bir Amerikalı bekar adam, eski sevgilisinin yirmi sene önce oğlunu doğurduğunu ve bu çocuğun kısa bir zaman önce bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini öğrenir. Cenaze törenine katılmak için oğlunun bulunduğu yere gelen adam, bir yandan hayatındaki seçimleri yeniden gözden geçirirken, bir yandan da hiç tanımadığı oğlunu, ona en yakın olan kişiler aracılığıyla dolaylı yoldan tanımaya başlar...

Genç bir mimar olan Amay, iş hayatında sıkıntılarla mücadele etmektedir. Annesinin ölümünün ardından, uzun zamandır bir arada kalmaktan kaçındığı babasıyla 48 saat geçirmek zorunda kalır. Bu, tam anlamıyla felakete davet çıkarmak gibidir, hatta daha da kötü olabilir. Genç mimar, bu zorlu süreçle yüzleşecek mi, yoksa pes mi edecek?

Bir Wall Street firmasında borsacı olan Mike başarılı gidiyordur. Fakat onu engellemek isteyen kötü niyetli insanlar yüzünden hayatı cehenneme döner. İşlemediği bir suç yüzünden 6 yıl hapse mahkûm edilen Mike, şimdi özgür kalacağı günü beklemektedir. Parmaklıklardan dışarı adımını attığı o gün yapacağı ilk şey, kendisine haksızlık edenlerden intikam almaktır...

Oğlu Lucca'nın serebral palsiyle mücadelesinde her yolu denemeye kararlı olan Bárbara, umutlarını deneysel bir tedaviye bağlar. Bu tedavinin peşinde, ailesini de yanına alarak Hindistan’a doğru yola çıkar...

Baron, yakın zamanda hapse atılmıştır. Burada, firar konusunda bilgi ve deneyim sahibi hücre arkadaşı Otis ile dostluk kurar. Hapishaneden kaçış planları, bu yeni arkadaşlık sayesinde farklı bir boyut kazanır...

Danimarka’nın en ünlü seri katilinin gerçek öyküsünden esinlenen bu çarpıcı dram, Birinci Dünya Savaşı sonrası Kopenhag’ın kasvetli atmosferinde geçiyor. Genç fabrika işçisi Karoline, yoksulluğun pençesinde kıvranırken hamile kaldığında yolu, istenmeyen çocukları gizlice evlatlık veren bir örgütle kesişir. Bu karanlık dünyanın içine adım adım sürüklenen Karoline, sonunda hem vicdanını hem de insanlığını sarsacak bir çıkmazla yüzleşmek zorunda kalacaktır...

Issız bir adada mahsur kalmış olan dört kişilik bir aile, hayatta kalmaya çalışırken geçmişlerine dair sırların gün yüzüne çıkmasıyla acı dolu bir döngüye sürüklenir.

Bir sunakta terk edilmiş olan bir genç kadın, şifa ve umut aramak için Tayvan'a kaçacaktır.