Paranoya, ifade hürriyeti, bireylerin yaşadığı travmalar ve sistemsel baskı gibi temalar üzerinde duran bir psikolojik dramadır. Film, üniversite yıllarında bir şiir yazdığı için hapse giren genç muhabir Muntazam’ın hikayesini anlatıyor. Suç unsuru taşımayan bu şiir, onun hayatının köklü bir dönüşüm sürecini başlatır.

Hapiste kaldığı süre boyunca yalnızlık, baskı ve belirsizlikle mücadele eden Muntazam, dış dünyayla olan ilişkisinde giderek kopar. En büyük acıyı, babasının ölümünü duyarak yaşar; bu haberi dört duvar arasında öğrenmesi ona büyük bir darbe indirir. Cenazeye katılamamak, ona veda edememek ve bu kaybı gerektiği gibi yas tutarak karşılayamaması, ruhunda derin yaralar açar.

Serbest kaldığında fiziksel açıdan özgür görünse de zihni hala kapalı bir hücrede kalmıştır. Toplumla bütünleşmekte, insanlara güven duymakta ve eski hayatını yeniden inşa etmekte sorunlar yaşar. Paranoyası giderek artar; etrafındaki herkesin bir izleyici, her kelimesinin bir tehdit olduğu düşüncesine kapılır. Gazetecilik kariyerine geri dönmeye çalışsa da, geçmişi sürekli peşindedir.

Muntazam’ın içsel yolculuğu, hem bireysel bir yüzleşme sürecini hem de otoritenin birey üzerindeki kalıcı etkilerini gözler önüne seriyor. Film, gerçek ile hayal arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği bir anlatımla izleyiciyi Muntazam’ın zihninde dolaştırıyor. Paranoya, bir bireyin sadece sistemle değil, aynı zamanda kendi zihniyle de verdiği mücadeleyi anlatan çarpıcı ve düşündürücü bir yapıt.