Canan, idealist bir ceza avukatıdır. Gündüzlerini adliyede, gecelerini ise solunum cihazına bağlı yaşayan annesinin başında hastanede geçirerek iki dünya arasında mekik dokumaktadır. Uzun süredir üzerinde çalıştığı bir cinayet davasında, karar duruşmasının olduğu gün Canan, annesi, hâkim ve sanığın yaşamını derinden etkileyecek zor bir ahlâki seçimle karşı karşıya kalır...

Otuz altı yaşındaki Alis, babası tarafından evden kovulduktan sonra arabasında yaşamaya başlar. Tıraşını sokaklarda olur, annesinin ona getirdiği yemekleri yer ve gazetede işaretlemiş olduğu iş ilanlarına başvurur. Ancak iş görüşmelerinden eli boş döner. Bir gün kendisini evden eve "Karnaval" isimli halı yıkama makinesini pazarlama yaparken bulur. Zamanla Karnaval ile Alis arasında ilginç bir dostluk gelişir. Hatta Karnaval, arabada Alis’in yanındaki ön koltuğu kaplar ve o da Alis ile birlikte yaşamaya başlar. Bu yeni macera sırasında Alis, düğün pastaları yapan Demet ile tanışır. Annesinin ölümünden beri babasıyla yaşamını sürdüren Demet’in en büyük arzusu, motosikletine binip İstanbul’a gitmek ve orada bir pastane açıp işletmektir. Alis'in sessiz ve içine kapanık hali ile Demet'in hırçınlığına rağmen, Karnaval ikisini hayallerinde bir araya getirir.